Mesajı Okuyun
Old 24-03-2012, 00:40   #2
denizizm

 
Varsayılan

YARGITAY
6. Hukuk Dairesi 2006/11692 E.N , 2007/115 K.N.

İlgili Kavramlar

PAYDAŞLIĞIN GİDERİLMESİ
VASİYETNAMENİN KESİNLEŞMESİ

Özet
PAYDAŞLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASINA KONU TAŞINMAZIN MALİKİNİN DÜZENLEME ŞEKLİNDE VASİYETNAME İLE TAŞINMAZ VE ÜZERİNDE BULUNAN YAPIYI MİRASÇILARI ARASINDA PAYLAŞTIRDIĞI VE VASİYETNAMENİN SULH HUKUK MAHKEMESİ TARAFINDAN MİRASÇILARA OKUNDUĞU ANLAŞILMIŞTIR. DURUŞMAYA KATILAN MİRASÇILAR VASİYETNAMEYE KARŞI ÇIKMAMIŞLAR İSE DE, DURUŞMAYA KATILMAYAN MİRASÇILAR DA BULUNMAKTADIR. MAHKEMECE VASİYETNAME İLE İLGİLİ HERHANGİ BİR İPTAL DAVASININ AÇILIP AÇILMADIĞININ BELİRLENMESİ, AÇILMIŞ İSE SONUCUNUN BEKLENMESİ, VASİYETNAMENİN KESİNLEŞMESİ DURUMUNDA VASİYETNAME DİKKATE ALINARAK ORAN KURULUP SATIŞ BEDELİNİN DAĞITILMASINA KARAR VERİLMESİ GEREKİR.


İçtihat Metni

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Uyuşmazlık, bir adet taşınmaz ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkeme, satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiş, hüküm, davalılar Nedim vekili ve Lütfi tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde, İpsala ilçesi, Kapucu mahallesi, 55 ada 18 no'lu parselin satış suretiyle ortaklığın giderilmesini istemiş, davalı Nedim vekili, dava konusu taşınmazın maliki miras bırakan tarafından düzenlenmiş İpsala Noteriiği'nin 26.05.1986 tarih ve 2711 yevmiye no'lu vasiyetnamesinin bulunduğunu, bu vasiyetnamenin İpsala Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 25.12.1996 tarih ve 1996/543-549 sayılı kararı ile açılıp okunduğunu ve iptali için taraflarca açılmış bir dava bulunmadığını, dava konusu taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilirken bu hususun da dikkate alınmasını ve davanın reddini savunmuş, diğer davalılar duruşmalara katılmamışlardır.

Paydaşlığın satış yoluyla giderilmesi halinde, dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parça varsa, bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılır.

Bütünleyici parçanın arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde, bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.

Olayımıza gelince; dava konusu yapılan ve satışına karar verilen 18 nolu parsel mahallinde mahkemece bilirkişiler ile 17.02.2006 tarihinde yapılan keşifte, taşınmaz üzerinde alt katı fırın, üst katı ev olarak kullanılan yapının bulunduğu tespit edilmiştir. Dava konusu taşınmazın maliki miras bırakan Nedim tarafından İpsala Noterliği'nin 26.05.1986 tarih ve 2711 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki vasiyetname ile taşınmaz üzerinde bulunan kerpiç evi mirasçılarından Ahmet ve Asım'a, alt katı mağaza, üst katı ev olan yapıyı ise Nedim, Lütfi, Mustafa ve Ömer'e bıraktığı, vasiyetnamenin İpsala Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 25.12.1996 tarih ve 1996/543-549 sayılı kararı ile mirasçılara okunduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar, duruşmalara katılan mirasçılar vasiyetnameye karşı çıkmamışlar ise de, duruşmalara katılmayan mirasçılar vardır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, vasiyet ile ilgili olarak herhangi bir iptal davasının açılıp açılmadığının belirlenmesi, dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi, vasiyetnamenin kesinleştiğinin anlaşılması durumunda ise yukarıdaki esaslar dairesinde bu vasiyetname dikkate alınarak oran kurulmak suretiyle satış bedelinin dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde hiç durulmadan yazılı şekilde satış bedelinin tapu ve mirasçılık belgesindeki payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Nedim vekilinin ve Lütfi'nin temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK'nm 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA) ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.01.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
2-)Cevap süresinde olmasa dahi taleplerinizi ileri sürün.bu halde aynen taksime itibar edilebilr.Hakim taleple bağlıdır.davacı satış istediyse siz aynen taksim istemediğiniz zaman kendiliğinden aynen taksime karar veremez.