Mesajı Okuyun
Old 21-03-2012, 00:50   #32
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
...Yani istirdat davası, borçlu olunmayan paranın, "icra takibinin varlığı" sebebiyle cebri icra tehdidi altında ödenmesi halinde söz konusu olan davadır. Sebepsiz zenginleşme davasının bir çeşididir; lakin kendisi değildir...

Bir konuyu araştırırken buldum ve aklıma bu forum geldi Forum konusu ile birebir örtüşmese de; yukarıda ve forumdaki diğer mesajlarımda anlatmaya çalıştığım hususa, kıyısından geçerek değindiğinden eklemek istedim:

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 19.01.2004 T., Esas: 2003/5492, Karar: 2004/374: "...İİK'nun 72/7 madde hükmüne göre, borçlu gerçekte borçlu olmadığı bir parayı icra takibinin kesinleşmesi nedeniyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması halinde istirdat davası açabilir. BK'nun 62.madde hükmüne göre ise, borçlu olmadığı şeyi ihtiyariyle veren kimse, hataen kendisini borçlu zannederek verdiğini ispat etmedikçe onu istirdat edemez.

Asıl davanın ve birleşen 7 davanın davacıları, davalının ihtarnamesi üzerine, fazla tahakkuk ettirildiğini düşündükleri temerrüt faizinin o bölümüne karşı ihtiyati tedbir talebinde bulunma ya da menfi tespit davası açma hakları var iken, bu hakları kullanmadan ve davalının bir takip ya da davası ile karşılaşmadan kendi istekleri ile o bölümü de çekincesiz ödediklerine göre, artık istirdat davası açamazlar. Bu halde, davacıların ancak BK'nun 62. maddesine göre, sebepsiz zenginleşme davası açma hakları bulunmaktadır.
Bu itibarla, mahkemece istirdat davalarının reddi gerekirken, bu davanın koşulları üzerinde hiç durulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış asıl ve birleşen 7 davada verilen hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir..."

Saygılar...