Mesajı Okuyun
Old 08-03-2012, 20:35   #9
peling

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan M.Şahin
Sayın meslektaşım,
bahsi geçen kararı gönderirseniz çok sevinirim şuanda elimde buna benzer bir olay var faydalı olacağı kanaatindeyim şimdiden teşekkürler.

…………………….Öte yandan Yargıtay, Komşuluk hukukundan doğan manevi zararın tazminine yönelik taleplerin her somut olay için komşunun katlanacağı sınırın aşılıp aşılmadığı yönünden tespiti ile değerlendirilmek gerektiği görüşündedir.
“Her üzüntü veren olay manevi tazminatı isteme hakkını kazandırmaz. Bunun için, kişilik değerlerinin saldırıya uğramış olması gerekir. Kişilik değerleri, kişinin kişilik haklarını oluşturup, bu hakların, yazılı hukukta bir tanımı yapılmamış olmakla birlikte, teori ve yargısal kararlardaki tanıma göre, kişinin yaşamı, sağlığı, vücut ve ruh bütünlüğü ile toplum içindeki yerini sağlayan ve koruyan haklar olduğu söylenebilir. Yine bu haklar fiziki, duygusal ve sosyal kişilik değerlerinden oluşurlar. İşte kişi, bu değerlerin oluşumu ve korunmasının var olduğu durumlarda yaşamı bir anlam ve değer kazanabilir. Bu bakımdan kişiye ait olan bu değerlerin korunmasında zorunluluk vardır. MK. m. 737 ve 738 ), taşınmazın kullanma biçim ve amacı ile yerel geleneklerin öngördüğü sınırlar içinde kalan davranışları, komşunun hoş karşılayıp katlanacağı bu sınırı aşan davranışların ise hukuken korunamayacağı belirtilmiştir.” (YAR 4. HD, 2002/13785 E., 2003/7489 K., 10.6.2003 T.)

“….Onarımın normal sürenin çok üstünde devam ettiği ve adeta hakkın kötüye kullandığı görülmüştür. Böylece davacının oturduğu evdeki, huzur ve sükununun bozulduğu, sinir sitemindeki dengenin sarsıldığı kabul edilmelidir. Bunun sonucu olarak da davacının kişilik değerleri içinde yer alması gereken ruh bütünlüğü de bozulmuş olacağı için, kişilik haklarına saldırının varlığı kabul edilmeli ve karar gösterilen ve açıklanan nedenlerle onanmalıdır.” (YAR 4. HD, 2000/10596E., 2001/1501K., 15.2.2001T.)