Mesajı Okuyun
Old 01-03-2012, 18:08   #1
avturgayk

 
Varsayılan Avukatlik Ücret SÖzleŞmesİ Nedenİ İle Yapilan İcra Takİbİ

Sayın Meslektaşlarımı da yakında ilgilendirebilecek örnek teşkil edecek kadar ilginç ve ders niteliğinde bir hukuki sorunu paylaşmak ve görüş almak istiyordum.
Bir meslektaşım tarafından yazılı ücret sözleşmesinden kaynaklanan avukat ücret alacağından dolayı müvekkilleri hakkında açtığı bir icra takibi ve itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası hakkında görüşlerinizi paylaşmak istiyorum.
Avukat arkadaşımız aldığı vekaletname uyarınca kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan 1-DELİL TESPİTİ AMACI İLE NİZASIZ TESPİT DAVASI AÇMIŞ (ASLİYE HUKUK D.İŞ SAYILI DOSYASI İLE )
2- İHTARNAME KEŞİDE ETMİŞ VE CEVAP VERMİŞ ,3- ŞARTLARI YERİNE GETİRİLMEYEN BİR PROTOKOLÜN HAZIRLANMASINA hukuki yardımda bulunmuş ancak protokol de vekil olarak hazır bulunup imza atmamış . Protokol şartları yerine getirilmediği gibi iş sahibinin tüm hakları HASIMLARI tarafından gasp edilip taşınmazlar 3.kişilere kaçırılmak sureti ile devredilmiştir. ( İlginç olan ise bu protokol de vekil olarak avukat imza atmadığı gibi dava konusu olan taşınmazlardan zemin katta yer alan m2’si belirtilen bir dükkanın avukatlık alacağı olarak avukata verileceği madde olarak da yazılıdır.)

İş sahibi de yararlı olduğunu düşünmediği için de müteahhitlere ve 3.kişilere karşı EDA DAVASI OLAN TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI için de başka bir avukata vekaletname vermiştir. Yani değeri para ile ölçülebilen nispi harçlı EDA DAVASI bir başka avukat tarafından açılmıştır. (Neden bir başka avukat sorusunun cevabı ise , icra takibi yapıp dava açan avukat arkadaşımızın eş zamanlı olarak hem iş sahibinin hem de hasım olan müteahhitlerden birinin de avukatlığını yapıyor olmasının ortaya çıkması )

AVUKAT arkadaşımız yukarıda 3 madde halinde saydığımız değeri para ile ölçülmeyen tespit niteliğinde maktu harca tabi nizasız ve duruşmasız bir tespit davası , ihtarname keşide etmek ve protokol düzenlenmesine aracı olmak gibi hukuki yardımları ifa etmeden önce de YAZILI BİR ÜCRET SÖZLEŞMESİ düzenlemiştir. Ücret sözleşmesinde iş sahibinin imzası mevcut değildir. Vekalet ile oğlu , iş sahibi adına ve kendisi adına kefil olarak imza vermiştir. Ücret sözleşmesine vekalet ücreti alacağı olarak da “… dava konusu edilen malın veya hakkın bir bölümünün ( Yapılan inşaatta zemin katta yer alan 46 m2 lik dükkan şeklinde açık ve net olarak ) avukata vekalet ücreti olarak verileceği…” hükmü yer almıştır. Bu sözleşme nedeni ile kendisine verilmeyen dükkan için de avukat müvekkili olan iş sahibi ve kefil hakkında ücret sözleşmesinde yazılı hakları için icra takibi yapmış ve akabinde itiraz üzerine de itirazın iptali davası açmıştır. Avukat arkadaşımız kesin hüküm elde etmediği gibi bir eda davası , değeri para ile ölçülebilen bir dava açmamış , kendisi tarafından verilen hukuki yardım nedeni ile iş sahibinin hakları sağlanmış veya korunmuş da değildir bilakis tüm haklarını müteahhitler tarafından 3.kişilere devredilmesi sureti ile yitirmiştir. İş sahibi ise Sonrasında eda davası olan iptal ve tescil davasını başka bir avukata vekalet vermek sureti ile açmıştır. Öncelikle ücret sözleşmesi dava konusu malın bir bölümünün avukata ait olacağı şeklinde hüküm içermesi nedeni ile geçersiz sayılmalı dır diye düşündüğüm gibi ? Sözleşme de Ücret olarak belirlenen malın bir bölümünün “piyasa rayiç değeri şudur denilmek sureti ile yüksek bir bedel olarak not düşülmüş ve bu miktar üzerinden icra takibi yapılması yerinde mi dir. . Bu tür vekalet ücreti sözleşmelerin geçerli olmadığı için avukat arkadaşımızın alması gereken ücret alacağı da yaptığı hukuki yardımların niteliğine göre değeri de para ile ölçülmediğinden avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenmesi gerektiği konusunda Yargıtay Kararı aradığım gibi bu konuda görüş bildiren meslektaşlarıma da şimdiden saygılarımı sunarım.