Mesajı Okuyun
Old 22-02-2012, 09:50   #4
önceki beyan

 
Varsayılan

Genel hükümlerle alakalı bir durum söz konusu. Kanun maddeleri: Türk Ticaret Kanunu m.21, 8, 9, 10, 3095 sayılı kanun m.2

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/3639

K. 2003/10424

T. 4.11.2003

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Denizli Asliye 4.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 14.11.2002 tarih ve 2001/988 – 2002/829 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.Pınar Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında Elektrik Şebekesi Tevzii işine ait imzalarının sözleşme uyarınca davalının yaptığı çalışma esnasında davalı şirket elemanlarından Ferhat Kurt'un enerİiye kapılarak vefat ettiğini, olayda müvekkilinin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, sözleşmenin 19.maddesine göre de, mali, cezai, hukuki her türlü sorumluluğun müteahhit şirkete yüklendiğini, S.S.K. tarafından müvekkiline karşı Denizli İş Mahkemesinin dosyası ile karara bağlanan rücuan tazminat davası nedeniyle müvekkilince 3.432.718.900 TL ödenmek zorunda kalındığını ileri sürerek ödenen meblağın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, meydana gelen iş kazasında kusur oranlarının belirlenerek, kesinleştiğini, davacı şirketin 2/3 oranında kusurlu olduğunu,bu nedenle ödediği meblağın ancak 1/3'ünü müvekkilinden isteyebileceğini, bu orana isabet eden 1.144.240.000 TL.lık kısmı kabul ettiklerini savunarak bunu aşan miktarın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, ve tüm dosya kapsamına göre, davacı Tedaş'ın olayda % 60 oranında, davalının da % 30 oranında kusurlu oldukları ve bu kusura isabet eden miktara hükmedildiği, davacının kendi kusuru için ödediği miktar nedeniyle yüklenici şirkete rücu edemeyeceği ancak yüklenici şirketin kusuruna isabet eden miktarı isteyebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 1.144.240.000 TL.sının 19.10.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Ancak, dava meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden şirket elemanı için davacı Tedaş tarafından S.S.K.na ödenen meblağın davalı şirketten rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davalının ticari şirket olmasına ve rücuan tazminat istemine neden olan olayın ticari işletmesiyle ilgili bulunmasına göre, davacı tarafın ticari faiz talebi yerindedir. Bu nedenle davacının faiz isteminde bulunduğu ödeme tarihi olan 19.10.2001 tarihinde, yürürlükte bulunan 3095 Sayılı Yasa'nın 01.01.2000 tarih ve 4489 sayılı Yasa ile değişik 2.maddesi uyarınca, ticari işlerde temerrüt faizi olarak Merkez Bankasının Kısa Vadeli Avanslar için uyguladığı avans faiz oranı istenebileceğinden, mahkemece hüküm altına alınan miktar için avans faiz oranına karar verilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmesi doğru değilse de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nun 438/7.maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının ilk bendinin ikinci satırında geçen "yasal faizi" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine "avans faizi oranı" ibaresinin yazılmasına, kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 4.11.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: kazanci.com