Mesajı Okuyun
Old 18-02-2012, 12:17   #13
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Benim de paylaşmak istediğim bir husus var:

Bilindiği üzere muhatap gösterilen adresinde bulunmaz ise,

Alıntı:
Tebligat yasasının 20, 21 ve özellikle tüzüğün 28. maddesi uyarınca muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan her biri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Gösterilen şekil geçerlilik koşuludur. ( Y.H.G.K.nun 29.12.1993 tarihli 1993/18-778-876 sayılı kararı ) Olayımızda muhatabın ne sebeple adreste bulunmadığı tevsik edilmemiştir. Bu hali ile tebligat geçersizdir.

Şeklindeki hüküm uygulanır.

Benim bir davamda "borçlunun işte olduğunu beyan ettiği söylenen" ve "komşu" olduğu belirtilen hayali bir ismin beyanına itibar edilerek (bu hayali komşunun da imzadan imtina ettiği şerhi düşülerek) tebliğ edilip, takip kesinleştiiliyor ve borçlunun haberi olmadan taşınmazı satılıyor.

Muhtardan aldığımız yazıda binada sadece 3 daire olduğu, alacaklı, borçlu ve bunların dışında Kemal isminde bir kişinin bulunduğu resmen bildiriliyor. Bu yazı içeriğinden de anlaşılacağı üzere tebligat zarfında komşu olarak yazılan kişi komşu değil.

Sorum şudur: Bilmesi muhtemel komşu hayali bir isim ise ve bu duurm muhtar kaydı ile sabit ise; bu konunun mahkemece aratırılması gerekmez mi?

Mahkeme usulsüz tebligatın tespiti kararı verdiği halde Yargıtay 12 HD önce kararı onadı sonra karar düzeltme istemi üzerine bu konuya hiç girmeden komşu sanki gerçek bir komşuymuş gibi kararı bozdu.



Fikirlerinizi almak istiyorum.

Tebligat Kanunu 21 'e göre "Bilmesi gereken komşu" muhtara kayıtlı olmak zorunda değil midir?