Mesajı Okuyun
Old 15-02-2012, 13:20   #14
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Gecikmiş itiraz, olumsuz tespit davası bunlar biraz uzun yollar.

Eğer ki tebligatta bir usulsüzlük varsa, ki dikkatli gözler bir tebligatta genellikle bir usulsüzlük bulabilir, usulsüz tebliğ için şikayet yapın, icra dosyasına derhal itiraz edin (aman bunu atlamayın) ve tebliğ tarihinin müvekkilinizin öğrenme tarihi olarak düzelttirin.



Bir alıntı:

Genellikle İİK.nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itiraz ile, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesi hükmünce usulsüz tebliğ nedenine dayalı şikayetler karıştırılmaktadır.
Gecikmiş itirazda, tebligat usulüne uygun olarak yapılmış olup, muhatabı bir engel nedeniyle süresi içinde itiraz edememiştir. Bu durumda, gecikmiş itirazda bulunacak kişi, mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını da engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde Tetkik Merciine bildirmek zorundadır. Merci Hakimi gecikmiş itiraz nedenlerini ve belgelerini inceleyerek, sonucuna göre bir karar verecektir. İİK.nun 65. maddesine göre hakim, "gecikme sebebinin mahiyetine" ve "hadisenin özelliklerine" göre, takibin tatilini tensip edebilir. Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celsede alacaklı, itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da isteyebilir. Bu taktirde tetkikata devam olunarak Merci Hakimliğince gerekli karar verilir.
Usulsüz tebligatla ilgili 7201 sayılı Kanunun 32. maddesinin tatbikinde ise, İİK.nun 65. maddesinden farklı olarak tebligat, "usulüne uygun olarak yapılmamıştır. Usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü Tetkik Mercii önüne getirmesi gereklidir. Ayrıca, işin önemli yönü, yine öğrenme tarihinden itibaren kanuni süresi içinde, alacaklının seçtiği takip şekline göre, borçlu ait olduğu mercie itirazlarını da bildirmek zorundadır. Aksi halde takip kesinleşir. Bir başka deyişle, tebligatın usulsüzlüğünün şikayet edilmesi, itiraz süresinin işlemesini durdurmaz.


Tetkik konusu olayda, borçlu vekilinin dava dilekçesinde "gecikmiş itiraz" deyimini kullanması sonuca etkili değildir.Zira, HUMK.nun 76. maddesi gereğince hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tesbiti hakimin görevine giren bir konudur. Kaldı ki, dilekçede, borçlu vekili usulsüz tebligat nedeniyle şikayette bulunduğunu da bildirmiştir.


[FONT='Times New Roman','serif']Yargıtay HGK 1991-12/258 – 344 s. 05.06.1991 t. kararı [/font]