Mesajı Okuyun
Old 11-02-2012, 17:15   #22
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şenol Saltık
Sayın Aladağ, bildirimin hukuki amacı nedir sizce, yani tabirimi mazur görün, bu bildirim laf olsun diye yapılmadığına göre, söz konusu ihbarnameyi tebliğ alan hak sahibi avukat, gerektiği takdirde Mahkemede dava açarak asıl hak sahibinin kendisi olduğunu bu sebeple ödemenin kendisine yapılması gerektiğine dair hem borçluya hem de alacaklıya husumet yöneltebilir. İlamda adı geçen avukatın asıl hak sahibi olduğu düşünülmese, kanun koyucu neden bildirim yapılmasına gerek duymuştur. Yasanın açık emredici hükmünü hafife almak ve bu maddenin borçlu açısından hiçbir müeyyide getirmeyeceğini düşünmek fazla iyimserlik değilmidir.

Bir de olayın mesleki disiplin boyutuna bakalım. Konumuz avukatlık kanununda belirtilen emredici bir hükmün uygulanması ve meslektaşımızın kanuni alacak hakkının korunmasıyla ilgilidir, bu açık ve kesin. Böyle bir olayda, borçlu vekili olan diğer meslektaşın, Avukatlık Kanunu'nun amir bir hükmünü görmezden gelerek, hak sahibi olmayan bir kimseye ödeme yapılmasını sağlaması sizce meslek etiği açısından doğrumudur? Biz avukatlar, yasanın uygulanmasında ve birbirimizin haklarının korunmasında yeterince özen göstermeyeceksek, bu özeni vatandaştan beklememiz hayalcilik olmuyor mu?


Sayın Saltık, 166/3 deki bildirimin amacı, önceki vekilin vekalet ücreti alacağı varsa ve ortada haklı azil yoksa, ilamlı takibe müdahele ederek alacağını alabilmesini sağlamaktır. Madde Gerekçesinde de aynen şu şekilde geçmektedir:

"Bu suretle, avukatına ücreti vekalet borcu bulunanbir iş sahibinin, ilamı avukatına bu borcunu ödemeden icraya vaz'ederek alacağını tahsil etmek suretiyle, avukatlık ücretini ödemekten kaçınması imkanını bertaraf edecek ve dolayısıyla avukatlık ücretinin teminat altına alınmasını sağlayacaktır.Bildiriyi alan avukat hakikaten ücreti vekalet alacağı varsa ihtiyati haciz veya tedbir yoluyla müvekkilin alacağına tedbir vaz'ettirecek alacağını tahsil imkanına kavuşacaktır. Alacağı yok ise, herhangi bir muameleye tevessül etmesi sözkonusu olmayacaktır."

Görüldüğü üzere maddede ve gerekçesinde borçlu vekiline yüklenmiş bir ödev yoktur. Görev icra müdürlüğüne yüklenmiştir. O, ilamda adı yazılandan farklı bir vekille takip yapıldığında, ilamdaki vekile bildiri göndermekle yükümlüdür.
Sayın Hakim Murat Aydın, kitabında "borçlu vekilinin bu tebligatın önceki vekile yapılıp yapılmadığını sorması meslek dayanışması açısından da gerekli ve zorunlu olaarak düşünülmelidir" dese de, ben aynı fikirde değilim. Çünkü borçlu vekili, alacaklı asil ile ilk vekil arasındaki vekalet ilişkisinin bitip bitmediğini; bittiyse nasıl bittiğini araştırmak zorunda değildir. Yine bu foruma özgü aşağıdaki açıklamalarım nedeniyle kendisine katılmıyorum.