Mesajı Okuyun
Old 10-02-2012, 12:38   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan barbhax
Sayın Meslektaşlar,

Dolandırıcılıktan dolayı açılan ceza davasında, sanıklar üzerinde ele geçirilen paranın suçtan elde edildiği düşünülerek müsaderesine karar verilmiştir. Ancak bir katılan olarak bulunduğumuz ceza davası dışında, ayrıca, sanıklara yönelik alacak davası açtık ve bu dava (ceza davasının bitmesi bekleniyordu) derdest.

Müsadere edilen para müvekkilden elde edilen para olduğu/olabileceği değerlendirilerek, müvekkile ödenmesi gerektiği kanısındayız. Ancak bunu hukuk mahkemesinde mi talep etmeli, yoksa ceza davasında temyize mi gitmeli (ceza mahkemesi mi bunu hükme bağlamalıydı) tam karar verebilmiş değilim.

Kısa temyiz süresi içindeyim, görüşlerinizi beklemekteyim.

Somut olayda, sanıkların üzerinde ele geçen paranın mağdura ait olduğu anlaşılıyorsa, ona iade edilmesine karar verilmelidir. TCK 55. maddesi ve bu maddenin gerekçesi bu yöndedir.

Alıntı:
TCK 55/1:
Suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan maddî menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançların müsaderesine karar verilir. Bu fıkra hükmüne göre müsadere kararı verilebilmesi için maddî menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir.

Madde gerekçesi (İlgili kısım):
Maddede, suç işlemek yoluyla kazanç elde edilmesini engelleyecek etkin bir yaptırım olarak kazanç müsaderesine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme ile güdülen temel amaç, suç işlemek yoluyla kazanç elde edilmesinin önüne geçilmesidir. Bu nedenle yeni hükümde kazanç müsaderesi kapsamlı bir biçimde düzenlenmiş ve suç işlemek suretiyle veya suç işlemek dolayısıyla elde edilen ekonomik kazançların müsaderesi olanaklı hâle getirilmiştir. Böylece, kazanç müsaderesi, “karapara aklama”, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti, dolandırıcılık, kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma gibi ekonomik çıkar elde etme amacıyla işlenen suçlara karşı etkin biçimde caydırıcılık özelliği olan bir yaptırım niteliğine kavuşturulmuştur. Bu hükmün uygulanmasında mağdurun ve iyi niyetli üçüncü kişilerin hakları korunacak, bunlara ait maddî değerler kazanç müsaderesine tabi tutulmayacaktır.