Mesajı Okuyun
Old 07-02-2012, 18:44   #1
praetor

 
Varsayılan Geçerli sözleşme olmasına rağmen hile nedeniyle tazminat talebi

Sayın Meslektaşlar;
Miras taksim sözleşmesi nedeniyle zararın tazmini davasında müvekkil davalı konumda. 2010 yılı ocak ayında babaları rahmetli oluyor. Anneleri ise daha önce vefat etmiş. Müvekkilim 3 kardeşten en küçüğü, 2 evli ablası var. Miras olarak kardeşlere bir çok taşınmaz miras kalıyor. 2010 şubat ayında dışarıdan emlakçılara danışılarak taşınmazların değer tespitleri yapılıyor ve bu değer tespitlerine göre kardeşler kendi aralarında taşınmazları bölüşmeye serbest iradeleri ile karar vererek, noterde miras taksim sözleşmesi imzalanıyor. Fakat müvekkilime en küçük olduğu ve babasının işleriyle hep o ilgilendiği için, veraset ilamındaki hissesinden daha fazla gayrimenkul veriliyor. Daha sonra diğer kardeşler 2011 ekim ayında hata ve hileye uğratıldıklarını, taşınmazların nerde ve ne değerde olduğunu bilmeden sözleşmeyi imzaladıklarını, iradelerinin müvekkil tarafından fesada ugratıldığını, hileyi daha bir kaç hafta önce babalarının firmasının eski muhasebe mudurunden öğrendiklerini söylüyorlar. (Muvekkilim bu muhasebe mudurunu hesaplarda yolsuzluk oldugu icin 6-7 ay once isten cikarmiş) Diğer kardeşler emlakçıların müvekkilin tanıdığı olduğunu belirterek yanlı raporlar hazırlandığını öne sürerek, miras taksim sözleşmesinin geçerli olmasını fakat uğradıkları zararın tazmini istiyorlar. Sizce ortada geçerli bir sözleşme varken zarar tazmini istenebilir mi? Bu konuda elinde Yargıtay Kararı olan meslektaşlarımın değerli paylaşımlarını ve görüşlerini rica ediyorum.