Mesajı Okuyun
Old 27-01-2012, 00:12   #5
Av. Yasin Yıldız

 
Varsayılan

[Eğer vekalet ücretini elden aldıysanız ve karşı taraf stopaj kesmek zorunda olduğunuz mükelleflerden ise (ki kimlerin bu kapsamda olduğunu muhasebeciniz bilir) vekalet ücreti üzerine %20 stopaj eklemelisiniz. Aldığınız stopaj tutarını da vergi dairesine beyan edip karşı taraf adına siz yatıracaksınız. ]

Öncelikle yukarıda verdiğim bilginin yanlış olduğunu fark etmiş durumdayım. öncelikle yanlış bilgilendirmeden dolayı özür dilerim.


Alıntı:
Yazan Av. Peitho Minerva
MEslektaşım vekalet ücreti icra dosyasından tahsil edilse dahi, eğer borçlu şirket ise makbuz karşı taraf adına kesilmeli ve stopaj belirtilmeli.
Bu makbuz da borçluya gönderilmeli.
Zira karşı taraf vekalet ücretleri de serbest meslek kazancı sayılmakta ve makbuz bu şekilde düzenlenmelidir.

Bu konuda THS'de de çok tartışmalar var. Fakat yarın bir gün bir sıkıntıyla karşılaşmamak için ve devlete ödenen stopaja engel olunduğu için ceza ödemek çok olasıdır.


Stopaj "Gelir veya kurumlar vergisine tabi bir kazanca ilişkin hasılatın ilgilisine ödenmesi aşamasında, ödemeyi yapanlarca, yasa ile belirlenmiş oranlar üzerinden istihkakın bir kısmının tutulup, hasılatı elde eden adına ve onun peşin vergisi olarak vergi dairesine yatırılması şeklinde uygulanan vergileme yöntemi ve vergi güvenlik tedbiridir"

Dolayısıyla icra dairesine yatan vekalet ücretine makbuz keserken stopaj gösterebilmek için vekalet ücretini yatıranın sizin adınıza stopaj kesintisi yapıp vergi dairesine ödemesi gerekir. Siz stopajlı makbuz kestiğinizde gelir vergisi beyannamenizde bildirdiğiniz matrah üzerinden hesaplanan vergiden sizin adınıza kesilen ve vergi dairesine yatırılan stopaj düşülmektedir. Ayrıca eğer şartları oluşmuşsa ve sizden kesilen stopaj tutarı hesaplanan gelir verginizden fazla ise KDV ve diğer vergilerinizden mahsuben veya nakden iade talep edebilirsiniz.

Eğer karşı taraf sizin adınıza ödediği vekalet ücretinden stopaj kesintisi yapmadıysa ve bunu vergi dairesine ödemediyse sizin makbuzunuzda stopaj göstermeniz usulsüz olacaktır. Bu konuda verilmiş müktezalarda mevcuttur. aşağıda bir tanesini sunuyorum.




T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)



Sayı : B.07.1.GİB.4.06.16.01/ 2008/GVK-94/25

Konu : Vekalet ücretinin tahsilinde gelir vergisi tevkifatı


……………………………………..



İlgi : ../../2008 tarihli dilekçeniz.
İlgide kayıtlı yazı ile icra dosyalarından adınıza yapılan vekalet ücret ödemeleri ile ilgili olarak ödemeyi yapan borçlunun Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinde sayılan kişilerden olması durumunda yapılması gereken tevkifatların ödenmemesi halinde sorumluluğun kimde olacağı ve icra müdürlüklerine tevkifat uygulanmadan ödeme yapılması durumunda ne yapacağınıza ilişkin görüş talep etmektesiniz.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65’inci maddesinde; “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” hükmü yer almıştır.
Avukatlık Kanunu’nun 164 ile 166’ncı maddelerinde, avukatlık ücreti tanımlanmakta ve kaynakları itibariyle, sözleşmeye bağlı olarak iş sahibinden sağlanan vekalet ücreti ile dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenilen vekalet ücreti olmak üzere iki ayrı vekalet ücretinden söz edilmektedir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 4667 sayılı Kanunla değişik 164’ncü maddesinin son fıkrasında; “...Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.” denilmiştir.
Aynı Kanun’un 168’inci maddesinin 3’üncü fıkrasında, “Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.”, 169’uncu maddesinde ise, “Yargılama mercilerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamaz.” denilmektedir.
Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı/alacaklı taraf avukatına ödenen vekalet ücreti;
a) Mahkeme veya icra veznesinin düzenlediği makbuz imzalanarak nakten,
b) Bizzat karşı/borçlu tarafın, mahkeme veya icra dairesinin tespit ettiği vekalet ücretini elden (nakten) veya banka havalesiyle ödemesi,
c) Mahkeme veya icra dairesinin, yargılama ile birlikte davayı kazanan müvekkile herhangi bir şekilde ödeme yapması ve müvekkilin de karşı borçlu taraftan alınan vekalet ücretini avukata ödemesi,
şekillerinde tahsil edilebilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseler, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin maddede bentler halinde sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 8’inci maddesinde vergi sorumlusunun tanımı yapılmış olup, 11’inci maddesinde ise yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanların verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumlu oldukları, bu sorumluluğun bunların ödedikleri vergilerden dolayı asıl mükelleflere rücu etme haklarını kaldırmadığı hükme bağlanmıştır.
Bu çerçevede, dava sonunda mahkeme ilamına göre veya icra takibi sonucu verilen kararla avukatlık tarifesine dayanılarak karşı tarafa yüklenen vekalet ücretinin icra müdürlüğüne veya doğrudan tarafınıza ödenmesi durumunda; borçlunun Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesine göre tevkifat yapmak zorunda olanlar arasında bulunması halinde, söz konusu vekalet ücretinin brüt tutar olarak kabul edilmesi ve ödemeyi yapan borçlu tarafından vekalet ücreti ödemesi üzerinden gelir vergisi tevkifatı (2006/11449 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca %20 oranında) yapılması gerekmektedir.
Ancak vekalet ücreti ödemesi yapan borçlunun Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinde sayılan tevkifat yapmakla sorumlu kişilerden olmaması veya borçlu tarafından herhangi bir sebeple tevkifat yapılmadan brüt tutarın icra dairesine veya tarafınıza ödenmesi halinde, düzenlenen serbest meslek makbuzunda herhangi bir tevkifat tutarı gösterilmeyecek olup, elde edilen serbest meslek kazancı tarafınızdan verilen yıllık beyanname ile vergilendirilecektir.
Diğer taraftan söz konusu vekalet ücreti ödemeleri üzerinden yapılması gerektiği halde yapılmayan tevkifat dolayısıyla vergi dairesine karşı muhatap tutulacak kişi vergi sorumlusu yani borçludur. Buna göre tarafınıza veya icra müdürlüğüne ödenen brüt vekalet ücretini serbest meslek kazancı olarak beyan etmeniz ve beyannameniz üzerinde söz konusu vekalet ücretine ait herhangi bir tevkifat tutarını mahsup etmemeniz kaydıyla, yapılması gereken tevkifata ilişkin olarak sorululuğunuz bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim