Mesajı Okuyun
Old 15-01-2012, 19:42   #16
avukat17

 
Varsayılan

yeni yasanın sağladığı kolaylıklar bazı meslektaşlarımız tarafından atlanmış. 6100 sayılı yeni HUMK nun 3.maddesi bu konunun yasal dayanağını oluşturduğundan çözüm arayışlarımız bu madde çerçevesinde olmalıdır.
görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.Yeni HUMK da böyle bir zorunluluk da öngörülmediğinden idareye başvurma zaman kaybından başka bir şeye hizmet etmeyecektir kanaatindeyim.
idare aleyhine dava açılacağı bildirilmiş olduğundan idareye karşı dava açılacaktır.
Doktora karşı dava açılıp açılmayacağı meselesini iki şıkta değerlendirmek gerekir:
Yasa değişikliğinden önce doktorun kişisel kusuru söz konusu ise (suç teşkil eden bir tıbbi uygulama hatası söz konusu olduğunda) doktor aleyhine adli yargıda dava açılması gerektiği kabul ediliyordu.
İdari hizmet kusuru söz konusu ise idari yargıda dava açılması gerekiyordu.
Kusurun idari hizmet kusuru mu kişisel kusur mu oluşturduğunu saptayabilmek hukuk terazisi olmayı gerektiriyordu. Yani neredeyse hak arama özgürlüğünü kısıtlayacak kriterler söz konusu idi.
Bunu saptadıktan sonra idari yargıda dava açarken tazmin edilmesi istenen bedeli doğru saptamak gerekiyordu. Tazminat miktarını doğru saptamak zorunda idiniz çünkü talebinizi sonradan artıramıyordunuz.
idari yargıya açılan davada verilen savunmalarda adli yargının görevli olduğu ileri sürülürken adli yargıda açılan davalarda idari yargının görevli olduğu ileri sürülüyordu. Yani hak aramak durumunda olan kişi açısından bir korku platformu yürüyüşü başlıyordu. Oraya mı düşeceksin buraya mı düşeceksin ?
Neyse tüm bunlar bence HUMK 3 ün getirilmesi ile sonra erdi. yargı yolu itirazı getirilemeyecek artık kesinlikle adli yargı görevli hem de değere bakılmaksızın asliye mahkemeleri görevli kılındı.
Kanaatimce kişisel kusur olması halinde doktora karşı adli yargıda dava açılabildiğinden ; açılacak davayı Sağlık Bakanlığı aleyhine ve hastanenin bağlı olduğu tüzel kişilik ve hastane başhekimliği aleyhine ve doktor aleyhine açmakta bir hukuksal engel yoktur. Yargılama neticesinde "kişisel kusur" tesbit edilirde dava hekim yönünden kabul edilecek,"hizmet kusuru" tesbit edilirse idare yönünden kabul edilecek diğerleri açısından husumetten reddedilecektir.
Bu durum ise maktu vekalet ücreti ödenmesinden başka bir sakınca ihtiva etmemektedir. Yani o muydu bu muydu tartışması yargılama aşamasında saptanacak ve hukuken sorumlu olan aleyhine karar verilecektir.
Yeni HUMK getirdiği bir başka olağanüstü kolaylık da 107 maddedeki belirsiz alacak davası açma imkanı olup bu tip davalarda belirsiz alacak davası açılabilecek ve gereksiz harç yatırılması , ıslah, zamanaşımı , gereksiz vekalet ücreti ödenmesi ve bol stres gibi sakıncalar da ortadan kalktığından tam olarak bilemediğimiz zararımızı önceden saptamak zorunluluğumuz artık bulunmamaktadır.
6100 sayılı HUMK 3 ve 107 maddeleri çözümün altın anahtarlarıdır .kolaylıklar ..