Mesajı Okuyun
Old 10-01-2012, 14:03   #5
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Alıntısını yaptığınız Yargıtay kararının tamamını incelerseniz, davayı açan avukatın azledildiğini görürsünüz. Bu nedenle olayla tam örtüşmemektedir.

Verilen ilk cevaba katılıyorum. Aşağıdaki benzer konularda da konu tartışılmıştı.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=52571


Karardan aynen : Ayrıca, yönetici tarafından dava açıldıktan sonra kat malikleri kurulu kararı ile yönetici değişmiş ise davanın yeni yönetici tarafından bizzat veya tayin edeceği vekili ya da icazet vermişse önceki vekil tarafından yürütülmesi gerekir.


Kararın tamamı :

T.C. YARGITAY

18.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/2281
Karar: 2004/2995
Karar Tarihi: 12.04.2004


KAT MÜLKİYETİ-YENİ SEÇİLEN YÖNETİCİNİN ATADIĞI VEKİLİN ESKİ YÖNETİCİNİN AÇTIĞI DAVADAN FERAGAT ETMESİ

ÖZET : Yargılama aşamasında ana gayrimenkule kat malikleri kurulu ile yeni yönetici atanmış ve eldeki davadan feragat edilmesi hususunda kendisine yetki ve görev verilmiş, adı geçen de bu yetkiye istinaden davadan vazgeçtiğini vekili marifetiyle mahkemeye duyurmuştur.Bu durumda Mahkemece, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken şahsı adına dava açmakta hukuki yararı olmayan ve yönetimi de temsil yetkisi bulunmayan davacının davasının görülmesi sürdürülerek işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.



(634 S. K. m. 20)

Dava: Dava dilekçesinde baca tamiri için bağımsız bölüme girmeye izin verilmesi için hakimin müdahalesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı Sevim B. vekili 3.7.2003 tarihli dava dilekçesinde, müvekkilinin A….. Apartmanı Yönetimi başkan yardımcısı olduğunu, davalının ana gayrimenkulun bacasındaki arızanın onarımı için bağımsız bölümüne girilmesine izin vermediğini ileri sürerek bu iznin mahkemece verilmesini istemiştir.

Yargılama aşamasında aynı apartmanın yöneticisi sıfatıyla A…. T…… tarafından noterden düzenlenen 13.11.2003 tarihli azilname ile davayı açan Avukat M.N.K.'nun azledilmesinden sonra aynı yöneticinin vekil tayin ettiği Avukat C.B.'nun Mahkemeye sunduğu 24.12.2003 tarihli dilekçede, davacı S…. B……..'ın ana gayrimenkulun eski yöneticisi olduğunu, bu davayı açması için kat malikleri kurulunca kendisine yetki verilmesinin söz konusu olmadığını, kat malikleri kurulunun 2.11.2003 olağanüstü toplantısında A…… T……..'in yeni yönetici seçildiğini ve adı geçenin yönetim kurulunu temsilen davayı açan Avukat M.N.K.'nu 13.11.2003 tarihli noterlik işlemi ile azlettiğini ve azilnamenin 17.12.2003 tarihinde adı geçene tebliğ edildiğini, bu davada yönetimi temsil etmek üzere kendisinin vekil tayin edildiğini ve kat malikleri kurulu kararı ile davadan feragat etmesi yönünde kendisine yetki verildiğini ve bu yetkiye istinaden davadan feragat ettiğini bildirmiş, dilekçesine vekaletnamesi ile birlikte kat malikleri kurulu kararı ve azilnameyi eklemiştir.

Kat Mülkiyeti Yasasının 20. maddesine göre gider ve avans payını ödemeyen kat malikleri hakkında diğer kat maliklerinden herhangi birisinin dava açıp icra takibi yapması mümkün ise de, bunun dışında ortak yerlerde yapılması gereken tesis, değişiklik ve onarım bakımından dava açabilmesi ancak ortak yerlerden kaynaklanan bir zarara doğrudan maruz kalması halinde mümkündür. Ortak yerlerde tesis, değişiklik ve onarım yapılmasına yönelik olarak yöneticinin dava açabilmesi de bu hususta kendisine kat malikleri kurulunca yetki verilmiş olmasına bağlıdır.

Ayrıca, yönetici tarafından dava açıldıktan sonra kat malikleri kurulu kararı ile yönetici değişmiş ise davanın yeni yönetici tarafından bizzat veya tayin edeceği vekili ya da icazet vermişse önceki vekil tarafından yürütülmesi gerekir.

Somut olayda, yargılama aşamasında ana gayrimenkule kat malikleri kurulu ile yeni yönetici atanmış ve eldeki davadan feragat edilmesi hususunda kendisine yetki ve görev verilmiş, adı geçen de bu yetkiye istinaden davadan vazgeçtiğini vekili marifetiyle mahkemeye duyurmuştur.

Bu durumda Mahkemece, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken şahsı adına dava açmakta hukuki yararı olmayan ve yönetimi de temsil yetkisi bulunmayan davacının davasının görülmesi sürdürülerek işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.04.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı