Mesajı Okuyun
Old 06-01-2012, 17:31   #6
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, öncelikle ilginize teşekkür ederim.

Bakın size 2 tane içtihat sunacağım. Özellikle 8.Huku Dairesinin içtihatına iyi bakınız.

Mal ayrılığı rejiminde BKya göre 10 yıllık süre uygulanmakta. Ancak 2002 de yürülüğe giren TMK da bu konuda süre belirlemesi yapılmadığından "boşanmaya yönelik taleplerin 1 yıllık süre içinde kullanılması" durumu uygulanmakta. yani Edinilmiş mallara katılma rejiminde 1 yıllık zamanaşımı süresi var.

Sizin görüşünüze katılmak hatta sizin görüşünüze uygun içtihat olmasını arzulardım ama malesef ki, 2002 den sonraki edinilen mallarda 1 yıllık zamanaşımı süresi var.

Sayn kezzy, daha önce incelediğiniz ve 10 yıl süresine dayandırdığınız içtihatlara bir kere daha nötür bakarsanız, aynı fikirde olacağız.

YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
2010-8/231-255

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Taraflar 6.3.1987 tarihinde evlenmiş, 24.9.2002 tarihinde açılan dava sonucu boşanmalarına karar verilmiş, hüküm ise 30.6.2004 tarihinde kesinleşmiştir.

Söz konusu katkı payı alacağı bakımından, katkı sağlandığı ileri sürülen taşınmazın satın alındığı 02.03.2000 tarihi ile boşanma kararının kesinleştiği 30.06.2004 tarihi arasında, yani evlilik süresince, B.K.'nun 132.maddenin 1.fıkrası 3.bendine göre, zamanaşımı süresi işlemeye başlamayacaktır.

Dolayısıyla, boşanma kararının kesinleştiği 30.06.2004 tarihinden itibaren on (10) senelik zamanaşımı süresi işlemeye başlayacağına göre, eldeki davanın ise 06.11.2006 tarihinde açıldığı gözetildiğinde, katkı payına ilişkin alacak davasının yasal süresinde açıldığının kabulü gerekir.


YARGITAY
8.HUKUK DAİRESİ
2010/948-1424

4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden sonra evlilik birliği içinde edinilen mallarla ilgili açılan değer atış payı ve katılma alacağına ilişkin talepler bakımından TMK'nun 178. maddesinde yazılı 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması doğru ise de 1.1.2002 tarihinden önce 743 sayılı TMK'nin yürürlükte olduğu dönemde evlilik birliği içinde edinilen mallarla ilgili eşlerden birinin açtığı katkı payı alacağına ilişkin 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulanma şekli Hakkındaki Kanunun 1 ve 10. maddeleri de dikkate alındığında 1 yıllık zamanaşımı süresi uygulanamaz. Eldeki dava, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen iki parça taşınmazla ilgili katkı payı alacağına ilişkindir. Borçlar Kanunu 125. maddesindeki "bu konuda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava on senelik müruru zamana tabidir" hükmündeki (her dava) sözcüklerinin "bütün alacaklar" tarzında anlamak gerekir. Türk Medeni Kanununun genel nitelikteki hükümler kenar başlığını taşıyan 5. maddesi uyarınca Borçlar Kanununun zamanaşımına ilişkin bölümleri uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerinde uygulanır. Açıklanan nedenle davanın niteliği itibarıyla olayda 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Mahkemece boşanma kararının kesinleştiği tarihten eldeki davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği dikkate alınarak esasıyla ilgili deliller toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bir yıllık zamanaşımının geçtiği gerekçesi ile yazılı şekilde hükmün kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı görülen hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 17.15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 29.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.