Mesajı Okuyun
Old 03-01-2012, 10:27   #4
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2009/10949
Karar: 2010/8081
Karar Tarihi: 24.06.2010

ÖZET: Bir ilama dayanarak takip borçlusundan tahsil edilen paranın takip alacaklısına ödenmesinden sonra, takip dayanağı ilamın bozulması ve takip konusu alacağın haksızlığının daha sonra tesis edilip kesinleşen bir hükümle ortaya konması halinde, ayrıca hükme hacet kalmaksızın, icra dairesi tarafından ve gerektiğinde cebri icra yoluyla geri alınıp, takip borçlusuna iade edileceği öngörülmüştür.

(2004 S. K. m. 40, 67)

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatif aleyhine kambiyo senedine dayalı takip bağlattığını, takibe konu senetler altındaki imzaların kooperatif yetkililerine ait olmadığı için takibin iptali için Tuzla icra Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını ancak bu dava kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan icra takibini durdurmadığından, dava sürerken davalının icra dosyasında 9.140.-YTL'yi tahsil ettiğini, icra mahkemesince takibin iptaline karar verilip, kararın kesinleştiğini, bunun üzerine ödemenin işlemiş faizi ile tahsili için davalı aleyhine icra takibine giriştiklerini ancak davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında, davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini, davanın bir yıllık süre geçtikten sonra açıldığını, müvekkilinin aracı firma ile davacı kooperatife mal sattığını, karşılığında verilen bonolardaki imza eksikliği bahane edilerek borcunu ödemekten kaçındığını, sebepsiz zenginleştiğini savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davalının davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine geçtiği, borçlunun Tuzla İcra Mahkemesine takibin iptali yönünde dava açtığı, yapılan yargılama sonucunda kooperatif yönünden takibin iptal edildiği ancak bu sure içerisinde takip dosyasında davacının 9.140.-TL'yi icra zoru ile ödediği, takibin davacı yönünden iptali ile bu miktar itibari ile davalının sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İİK.’nun <icranın iadesi> başlığı altında düzenlenen 40. maddesinde; bir ilama dayanarak takip borçlusundan tahsil edilen paranın takip alacaklısına ödenmesinden sonra, takip dayanağı ilamın bozulması ve takip konusu alacağın haksızlığının daha sonra tesis edilip, kesinleşen bir hükümle ortaya konması halinde, ayrıca hükme hacet kalmaksızın takip alacaklısından icra dairesi tarafından ve gerektiğinde cebri icra yoluyla geri alınıp takip borçlusuna iade edileceği öngörülmüştür.

Somut olayda davacı, davalı tarafından girişilen icra takibi sebebiyle yaptığı ödemenin daha sonra takibin iptaline karar verilmesi ile haksızlığının ortaya konulmuş olduğunu ileri sürerek ayrı bir icra takibi yapmış ve itiraz üzerine de işbu davayı açmıştır.

Bu durumda mahkemece, davacının haksız olarak ödediğini ileri sürdüğü alacağının iadesi için İİK.’nun 40. maddesi çerçevesinde işlem yapılmasını isteyecek yerde, ayrı bir takip ve davaya konu etmekte hukuki yararının bulunmadığı belirtilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)