Mesajı Okuyun
Old 29-12-2011, 14:37   #3
Av.Tuğba Göktepe

 
Varsayılan

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ, 12.09.1978 T., 1978/5695 E., 1978/5977 K:

DAVA VE KARAR : Dava, mirasın reddine ilişkin isteğin tesciline dair kararın iptali hakkındadir. Mirasın reddini kapsayan beyan "tek taraflı bozucu yenilik doğuran" irade açıklamalarındandır. Bu bakımdan ulaşma şartı gerçekleştikten sonra bundan dönülebilmesi, ancak mirasçıların söz birliği ile mümkün olur. Ne varki Medenî Kanun’un 5. maddesi gereğince Borçlar Kanunu’nun hükümleri Medenî Hukuk ilişkilerinde de uygulanacağı için, irade sakatlığı sözkonusu olduğu hallerde mirasçıların muvafakatı aranmadan mirası red beyanından dönülebilir ( Prof. Nuşin Ayiter Miras Hukuku 1971, Sh. 182, Prof. Kemal Oğuzman, Miras Hukuku Dersleri 1972, Sh. 281. Prof. A. Samim Gönensoy-Prof. Kemalettin Birsen, Miras Hukuku, 1956 Sh. 220. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 27.11.1957 günlü 6381/5860 sayılı kararı ),
Yukarıda açıklandığı gibi mirasın reddine ilişkin istek, Sulh Hâkimi tarafınden tescil edildikten sonra şartları gerçekleştiğinde iradeyi sakatlayan sebeplerden ötürü tescil kararının iptali istenebilir. Başka bir anlatımla red beyanından cayılabilir.
Olayda iradeyi sakatlayan sebepler sözkonusu değildir. Toplanan deliller, davacının esaslı bir hataya düştüğünü ya da başka mirasçıların hilesi veya zorlaması ile mirası red ettiğini kabulü elverişli bulunmamaktadır. Bu bakımdan davanın reddi gösterilen sebeplerle doğrudur.
Mahkeme kararında dayanağı belirtilmeden üç aylık hak düşürücü süreden söz edilmiştir. Sözü edilen süre Medenî Kanunun 557. maddesinde yer almış olup, mirasçıların alacaklılarının açacağı iptal davaları ile ilgilidir. Olayda ise böyle bir durum sözkonusu değilse, de, az önce açıklanan sebeplerle davanın reddi yine sonucu itibariyle isabetlidir."