Mesajı Okuyun
Old 28-12-2011, 13:36   #13
Av.Buğcan Çankaya

 
Varsayılan

Sanırım bu 2 Yargıtay kararı iş görecektir.


------------------------------------------
T.C.

YARGITAY

18. HUKUK DAİRESİ

E. 1992/10606

K. 1992/11914

T. 27.11.1992

• KAT MÜLKİYETİ ( Kat Malikleri - Anagayrimenkulün Yönetiminde Anlaşamama )

• YÖNETİCİ ATANAMAMASI ( Gayrimenkulün Bulunduğu Yerin Sulh Hukuk Mahkemesine Başvuru )

• SULH HUKUK MAHKEMESİNİN YÖNETİCİ ATAMASI ( Kat Maliklerinden Birinin Müracaatı Üzerine )

• KAT MALİKLERİNDEN BİRİNİN MÜRACATI ( Sulh Hukuk Mahkemesi Tarafından Yönetici Atanacağı )

634/m.34

ÖZET : Kat malikleri anagayrimenkulün yönetiminde anlaşamaz veya toplanıp bir yönetici atayamazlarsa o gayrimenkulün bulunduğu yerin Sulh Hukuk Mahkemesince kat maliklerinden birinin müracaatı üzerine ve mümkünse diğerleri de dinlendikten sonra gayrimenkule bir yönetici atanır.

DAVA : Dava dilekçesinde yönetici atanması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Kat Mülkiyeti Kanununun 34. maddesinin 6. fıkrası hükmüne göre kat malikleri ana gayrimenkulün yönetiminde anlaşamaz veya toplanıp bir yönetici atayamazlarsa o gayrimenkulün bulunduğu yerin Sulh Hukuk Mahkemesince kat maliklerinden birinin müracaatı üzerine ve mümkünse diğerleri de dinlendikten sonra gayrimenkule bir yönetici atanır.

Dosya içerisinde bulunan anagayrimenkulle ilgili uyuşmazlıkları yansıtan dosyalardan ve özellikle Küçükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesinin 1991/1168 esasında kayıtlı dosyada yürütülen dava sonunda verilen 11.6.1991 günlü karardan anlaşıldığına göre kat malikleri usulüne uygun toplanamamakta ve bundan dolayı da yönetici atayamamaktadırlar. O halde 112 adet bağımsız bölümden ibaret olan bu taşınmazın yönetiminde anlaşmazlık mevcut olduğu ve yöneticinin atanamadığı açık seçik belli olup 34. madde uyarınca hakimin müdahalesi koşulları gerçekleşmiş bulunmaktadır.

Mahkemece sözü edilen madde hükmü dikkate alınarak diğer kat maliklerine de çağrı çıkartılıp gelenler dinlendikten sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.

Yukarıdaki hususlar dikkate alınmadan varit olmayan gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.11.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.

-------------------------------------------
T.C.

YARGITAY

18. HUKUK DAİRESİ

E. 1998/1318

K. 1998/3385

T. 30.3.1998

• SULH MAHKEMESİNCE KAT MÜLKİYETİNE TABİ BİNAYA YÖNETİCİ ATANMASI ( Şekil ve Şartları )

• KAT MÜLKİYETİNE TABİ BİNAYA SULH MAHKEMESİNCE YÖNETİCİ ATANMASI ( Şekil ve Şartları )

• MAHKEME YAZIİŞLERİ MÜDÜRÜ ( Kat Mülkiyetine Tabi Binaya Yönetici Atanamayacağı )

• DAVAYA MÜDAHALE EDEN BAĞIMSIZ BÖLÜM SAHİPLERİNİN DİNLENMESİ MECBURİYETİ ( Kat Mülkiyetine Tabi Taşınmaza Mahkemece Yönetici Atanmasında )

634/m.34

ÖZET : Kat mülkiyeti kanununun 34. Maddesinin 6. Fıkrasına göre, aynı maddenin 2. fıkrasında zorunluluk nedenine bakılmaksızın kat malikleri ana gayrimenkulün yönetiminde anlaşamaz veya toplanıp bir yönetici atayamazlar ise o gayrımenkulün bulunduğu yer Sulh Mahkemesince kat maliklerinden birinin müracaatı üzerine ve mümkünse diğerleri de dinlendikten sonra gayrımenkule bir yönetici atanır.

DAVA : Dava dilekçesinde yönetici tayini istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm bağımsız bölüm malikleri Mete ve Gürsel tarafından temyiz edilmiştir.

KARAR : Hükmü temyiz eden kat malikleri davalı olarak gösterilmemiş ve taraf değil iseler de, Kat Mülkiyeti Kanununun 34. maddesinin 6. fıkrası hükmü gereği mahkemece alınan karar kendilerini ilgilendirdiği ve mahkeme kararı da kendilerine tebliğ edilmiş olduğundan temyize hakları bulunduğu kabul edilerek süresinde olan temyiz üzerine dosyadaki tüm belgeler incelendi.

Kat Mülkiyeti Kanununun 34. maddesinin 6. fıkrasına göre, aynı maddenin 2. fıkrasında zorunluluk nedenine bakılmaksızın kat malikleri ana gayri menkulün yönetiminde anlaşamaz veya toplanıp bir yönetici atayamazlar ise o gayrı menkulün bulunduğu yer Sulh Mahkemesince kat maliklerinden birinin müracaatı üzerine ve mümkünse diğerleri de dinlendikten sonra gayrı menkule bir yönetici atanır.

Mahkemeye başvuranların dışında kalan kat malikleri durumdan haberdar olmaları ve gerekçelerini açıklayarak kendilerinin de davaya dahil edilmelerini ve dinlenmelerini 4.11.1997 günlü dilekçe ile mahkemeden istedikleri halde mahkemece bunlar çağrılıp dinlenmeden ve dışardan yönetici atanmasına ilişkin olarak somut olgular toplanmadan yönetici tayin edilmiş olması doğru görülmemiştir.

Üstlenmiş olduğu kamu görevinin gereği tüm mesaisini görevli olduğu mahkemede yapmak durumunda olan bir yazıişleri müdürünün dışardan yönetici tayin edilmiş olması da yasaya uygun olmayan ve ayrıca bozmayı gerektiren bir keyfiyettir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.3.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.


----------------------------------

Bu durumda hasımsız açılabiliyor kanaatine vardım. Mahkemenin, diğer maliklere davayı ihbar etmesi ve gelenleri dinlemesi gerektiği aranmakta.

"Kat malikleri anagayrimenkulün yönetiminde anlaşamaz veya toplanıp bir yönetici atayamazlarsa, o gayrimenkulün bulunduğu yerin sulh mahkemesince, kat maliklerinden birinin müracaatı üzerine ve mümkünse diğerleri de dinlendikten sonra, gayrimenkule bir yönetici atanır. Bu yönetici, aynen kat maliklerince atanan yöneticinin yetkilerine sahip ve kat maliklerine karşı sorumlu olur."

KMK 34. maddeside aynı şeyi söylemekte.

Ancak uygulamada sanırım bazı meslektaşlarım hasımlı, bazıları hasımsız açmakta. Bu yüzden Yargıtay kararlarında "davalı" sıfatı geçmekte ya da müdahil olanlar var. Anladığım kadarıyla durum bundan ibaret.

Herkese çok teşekkür eder, davayı açtıktan sonraki gelişmeleri de burdan paylaşacağımı belirtirim.