Mesajı Okuyun
Old 20-12-2011, 17:56   #2
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan lostris
Sayın Meslektaşlarım;

Yerel Mahkeme kararı üzerine alacaklı ilamlı takibe geçmiş, borçlu Teminat sunmuş ve Yargıtay'dan Tehir-i İcra kararı getirmiştir. Yargıtay daha sonra kararı esastan bozmuş ve dosyada tekrar yargılama başlamıştır.

Bu aşamada borçlu İ.İ.K 36 / 5 gereğince Mahkemesinden teminat mektubunun iadesine ilişkin karar istemiş, ancak Mahkeme
: "teminat mektubunun iadesi kararı icra dariesinin yetkisinde olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına"
karar vermiştir.

İcra dairesine bu karara dayanılarak yapılan talep üzerine de, İcra dairesi İ.İ.K. 36 / 5 gereği kendi yetkisi bulunmadığından talebi reddetmiştir.

Şu durumda ne yapılabileceğine ilişkin görüşlerinizi rica ederim. Merciiye konuya ilişkin başvuracağım ancak merci de muhtemelen 36 / 5 gereğince yetkinin Mahkemede olduğuna karar verecek ve şikayeti reddedecektir.

İyi çalışmalar dileklerimle.....


Gerek mevzuat hükmü ve gerekse aşağıdaki kararda görüleceği üzere teminat mektubunun iadesindeki yetki esas mahkemesindedir. Esasen bu konuda verilecek kararda "kesin"dir. Ancak soruda bu kararın kesin olarak verildiğine yönelik bir ibare yok. Bu nedenle, dosyadan yetkinin icra dairesinde olduğuna dair karar veren bir hakim, bu kararın kesin olarak verilmesi gerektiğini de rahatlıkla atlamış olabilir ve yeni vereceği yeni bir ara kararla iadeye karar verebilir

Verilen ara karardan dönülerek iade kararı verilmesi için yeniden mahkemeden talepte bulunun. İcra dairesinin kararını ve aşağıdaki kararı da ekleyebilirsiniz. Artık bu da sonuç vermedi esas karar ile birlikte temyiz gerekçesi yapar, kararın kesinleşip teminat mektubu hakkındaki karar da ortaya çıkınca devletin sorumluluğuna gidersiniz (HMK 46 vd. - Hakimin hukuki sorumluluğu-) Saygılarımla.


T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/13332

K. 2008/16732

T. 7.10.2008

• İTİRAZIN İPTALİ ( Mahkeme Kararının Bozulması Sonrasında Vereceği Karara Göre İcra Müdürlüğünün İşlem Yapması Gerektiği )

• BOZMA KARARI ( İtirazın İptali Hakkında - Mahkeme Kararının Bozulması Sonrasında Vereceği Karara Göre İcra Müdürlüğünün İşlem Yapması Gerektiği )

• PARANIN İADESİ ( Bozma Sonası İtirazın İptali Davasını Mahkeme Reddederse Dosyaya Yatan Paranın Haksız Olarak Alacaklılara Verildiği Anlaşılacağından Bu Para Ayrıca Hükme Gerek Kalmadan Alacaklılardan Geri Alınacağı )

• TAKİP DOSYASINA YATAN PARA ( İadesine Karar Verildiği - Borçlunun İcra Mahkemesine Başvurarak Tehiri İcra Kararı Almak İçin Yatırılan Teminatın Alacaklılara Verilmesi İşleminin Şikayet Yolu İle İptali İsteminde Bulunması )

• TEMİNAT ( Takip Dosyasına Yatan Paranın İadesine Karar Verildiği - Borçlunun İcra Mahkemesine Başvurarak Tehiri İcra Kararı Almak İçin Yatırılan Teminatın Alacaklılara Verilmesi İşleminin Şikayet Yolu İle İptali İsteminde Bulunması )

2004/m.36,361


ÖZET : Asliye Hukuk Mahkemesinin itirazın iptali kararının Yargıtay Dairesince bozulduğu, bozma üzerine dosyanın kaydını yapan Asliye Hukuk Mahkemesince takip dosyasına yatan paranın İİK.nun 36/5.maddesi uyarınca iadesine karar verildiği, bu kararı alan borçlu vekilinin İcra Mahkemesine başvurarak tehiri icra kararı almak için yatırılan teminatın alacaklılara verilmesi işleminin şikayet yolu ile iptalini istediği görülmektedir.

Asliye Hukuk Mahkemesinin itirazın iptali kararının bozulması sonrasında vereceği karara göre icra müdürlüğü işlem yapmalıdır. Asliye Hukuk Mahkemesi davanın reddine karar verirse, dosyaya yatan paranın haksız olarak alacaklılara verildiği anlaşılacağından bu para ayrıca hükme gerek kalmadan alacaklılardan geri alınacaktır.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı vekili tarafından faturaya dayalı ilamsız takip yapıldığı, süresinde icra müdürlüğüne itiraz üzerine alacaklı vekilince itirazın kısmen iptaline karar verildiği, bu kararın tehiri icra talepli olarak borçlu vekilince temyiz edildiği 21.12.2005 tarihinde dosya alacağını karşılayacak miktar olan 4.950.YTL.yi icra dosyasına yatırarak 22.12.2005 tarihli 60 günlük mahil vesikası aldığı, ancak, mehil süresinde Yargıtay'dan tehiri icra kararı getirmediği nedeni ile alacaklıların talebi kabul edilerek 8.6.2006 tarihinde borçlunun teminat olarak dosyaya yatırdığı paranın alacaklıya ödendiği anlaşılmaktadır.

Bakırköy 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin itirazın iptali kararının Yargıtay 15.Hukuk Dairesince bozulduğu, bozma üzerine dosyanın kaydını yapan Asliye Hukuk Mahkemesince takip dosyasına yatan paranın İİK.nun 36/5.maddesi uyarınca iadesine karar verildiği, bu kararı alan borçlu vekilinin İcra Mahkemesine başvurarak tehiri icra kararı almak için yatırılan teminatın alacaklılara verilmesi işleminin şikayet yolu ile iptalini istediği görülmektedir.

İİK.nun 36/5 fıkrası uyarınca aynen; "Yargıtay'ca hüküm bozulduğu takdirde borçlunun müracaatı üzerine, bozmanın mahiyetine göre teminatın geri verilip verilmeyeceğine mahkemece kesin olarak karar verilir" hükmünü düzenlemektedir.

Yukarıda açıklanan somut olayda anılan maddenin uygulanma koşulları yoktur. Çünkü söz konusu teminat icra dosyasında olmayıp alacaklılara ödenmiştir.

Olayda İİK.nun 40.maddesinin uygulanmasına da yasal imkan yoktur. Çünkü bu madde ilamlı takipler için olup, somut olayda ise ilama dayalı bir takip yapılmamıştır.

Somut olaya İİK.nun 361.maddesi uygulanmalıdır. Buna göre Asliye Hukuk Mahkemesinin itirazın iptali kararının bozulması sonrasında vereceği karara göre icra müdürlüğü işlem yapmalıdır. Asliye Hukuk Mahkemesi davanın reddine karar verirse, dosyaya yatan paranın haksız olarak alacaklılara verildiği anlaşılacağından bu para ayrıca hükme gerek kalmadan alacaklılardan geri alınacaktır.

Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde araştırma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 07.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.