Mesajı Okuyun
Old 20-12-2011, 15:29   #6
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Yargıtay 10. H.D.2008/731 E.2009/6306 K. 02.04.2009 Tarih

Dava: Davacı, tarımsal faaliyeti bulunmadığından bahisle 01.01.1995 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamında tarım sigortalısı olmadığının tespiti istemiştir.

Mahkeme, mevcut tarımsal faaliyetin varlığı nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.

Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Şerafettin Özyürür tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

Karar: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacı, 01.01.1995 tarihinden itibaren 2926 sayılı Kanuna tabi zorunlu tarım sigortalısı olmadığının tespitini talep etmiştir.

İnceleme konusu somut olayda; davacının, 01.01.1995 tarihinde başlayan 2926 sayılı Yasa kapsamındaki tarım sigortalılığının, İB formu üzerine 26.08.2003 tarihi itibarıyla sonlandırıldığı, dosya içeriğine göre de 15.08.1994 ve 15.05.1995 tarihlerinde olmak üzere iki tane prim ödemesi dışında, başkaca prim ödemesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.

4956 sayılı Yasa ile değişikliğe uğrayan ve Tarım Bağ-Kur sigortalıları içinde uygulanması gereken 1479 sayılı Yasa’nın Ek 19. maddesi gereğince; bu Kanunun yürürlük tarihinden önce Kuruma kayıt ve tescili yapıldığı halde, beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanlar ile beş yıl ve daha fazla süre prim ödemeyenlerin sigortalılıklarının; prim ödemesinde bulunan sigortalıların, ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödemesinde bulunmayan sigortalıların sigortalılığının ise, tescil tarihi itibariyle askıya alınacağı öngörülmüştür. 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununun aynı maddesinin 22.02.2006 gün ve 5458 sayılı Yasanın 13. maddesi ile değişik hükmünde de; <Bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödemesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur. Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez. Ancak, sigortalı veya hak sahipleri daha sonra sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki değeri üzerinden hesaplanacak borç tutarlarını tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir...> düzenlemesine yer verilmesi karşısında, dava konusu uyuşmazlığa anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde yapılacak irdeleme ile varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 02.04.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı