Mesajı Okuyun
Old 19-12-2011, 12:42   #11
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2007/4-422
Karar: 2007/536
Karar Tarihi: 11.07.2007
...
Karar: Dava, tapuda sahte vekaletnameye dayalı satış nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

Davacı vekili ... tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin E. H. Beldesi S.i Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmazı, taşınmaz maliki R.K.'ın emlakçi Y.S.'a U. Noterliğinin ... tarih ve ... yevmiye sayılı işlemi ile verdiği vekaletnameye dayanarak E. Tapu Sicil Müdürlüğünde yapılan işlemle satın aldığını, daha sonra taşınmaz satışının sahte nüfus cüzdanına dayanılarak noterde tanzim edilen sahte vekaletname ile yapıldığının anlaşılması ve taşınmaz malikinin açtığı davalar sonunda tapu kaydının iptali ve kendisi hakkında da ceza davası açılması, hiçbir dahli ve kusuru olmadığı halde parasını verip satın aldığı taşınmazı kaybetmesi nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını, ifadeyle, elinden çıkan taşınmazının dava tarihindeki sürüm değeri kadar maddi tazminat ve ayrıca müvekkilinin ağır cezada yargılanması nedeniyle ... TL manevi tazminatının müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini istemiş...

... Tapu işlemleri sonrası, gerçek malik R. K., E. Asliye Hukuk Mahkemesinin ... esas sayılı dosyasında açtığı tapu iptali ve tescil davası sonunda tapunun iptalini sağlamış; tapu iptali kararında, davacı A.'nın kusurlu işlemi olduğuna ilişkin bir belirleme yapılmamış; aksine iyiniyetli olduğu vurgulanarak, durum böyle olsa bile sahte vekaletname nedeniyle işlemin sakatlığı söz konusu olduğundan yolsuz tescile dayalı kaydın iptali gerektiği, gerekçe olarak gösterilmiştir.

Davacı A. Y. ile ona satışı gerçekleştiren emlakçı Y. S.'ın bu kişilerin eylemine dahil olmadıkları, haklarında verilen bu yargı kararları ile belirgindir.

Tapuda resmi şekilde satın aldığı taşınmaz yönünden aleyhine verilen tapu iptal davasının kesinleşmesi ve taşınmazın eski maliki adına kaydedilmesi üzerine davacı A. Y.; eldeki davayı açmıştır.

... Gerçekten, tapu sicilinin tutulmasını üzerine alan Devlet, tapu siciline tanınan güvenden ötürü, hak durumuna aykırı kayıtlardan doğan tehlikeyi de üstlenmektedir.

Devletin sorumluğunun dayandırıldığı tapu sicilinin doğru tutulmasına ilişkin güvenin devamını sağlama amacı, tapu siciline güven ilkesinden daha geniş bir anlam taşımaktadır. Söz konusu ilkenin uygulanamadığı ve yolsuz tescile güvenen iyiniyetli üçüncü kişilerin iktisaplarının korunamadığı bazı hallerde dahi, onların bu yüzden uğradıkları zarardan da Devlet sorumlu tutulur.

Görülmektedir ki; kusursuz sorumluluğun bir biçimi olan tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan Devletin sorumluluğu, bir tehlike sorumluluğudur.

...

Somut olay açısından Devletin sorumluluğu irdelendiğinde;

Davacı, üçüncü kişiye ait taşınmazı, elinde vekaletname bulunan emlakçiden tapu sicil müdürlüğünde gerçekleştirilen resmi senetle almış; daha sonra gerçek malikin açtığı dava sonucunda bu tescilin sahte kimlikle alınan vekaletnameye dayalı ve yolsuz olduğu gerekçesiyle adına olan tapu kaydı iptal edilerek bedelini peşinen ödediği taşınmaz uhdesinden çıkarak gerçek maliki adına tapuya tescil edilmiştir.

Tapudaki işlemin dayanağı olan vekaletnamenin sahtecilik yoluyla elde edildiği ve tescilin yolsuz olarak gerçekleştiği yargı kararları ile belirgindir.Davacı zararının kaynağı da başından beri birleşen tüm işlemlerle birlikte sağlanan bu yolsuz tescildir ve kendisinin kasıtlı yada kusurlu eylemiyle bu zararın gerçekleşmesine neden olduğuna ilişkin herhangi bir belirleme de dosya kapsamında bulunmamakta, aksine eylemlere dahil olmadığı ve iyiniyetli alıcı durumunda olduğu ceza ve hukuk mahkemelerince verilmiş kararlarla kabul edilmektedir.

... Özetle ifade edilecek olursa; tapu müdür ya da memurunun, gerçek tapu maliki olmayıp, <ilgili> sıfatı taşımayan başvuru sahibinin imzasını taşıyan yazılı başvuru belgesini almadan ve sicildeki resimle bu kişinin ibraz ettiği sahte nüfus cüzdanındaki resmi ve kayıtları karşılaştırmadan, kayıp nedeniyle yeniden tapu senedi düzenleyip bu kişiye vermesi resmi senette soy ismin yanlış yazılması ve ardından da temin edilen sahte vekaletnameye dayalı olarak sicile yolsuz tescil işlemini gerçekleştirmiş olması hukuka aykırıdır. Bu hukuka aykırı davranışla zarar arasında illiyet bağının varlığı belirgin olup; devlet bundan doğan zarardan sorumludur.

Tüm bu eylem ve işlemler üçüncü kişinin dahli de olsa hukuka aykırı biçimde tapuda gerçekleşmiş olmakla, olay mücerret şekilde noterde başlayıp biten ve tapu sicilinin tutulması ile ilgili olmayan bir işlem olarak nitelendirilemez. Zira; zarar, salt sahte vekaletname tanzimi ile değil açıklanan şekilde tapuda hukuka aykırı şekilde yapılan işlemlerle, bu sahte vekaletnamenin tescil işlemine dayanak alınmasıyla ve sonuçta da yolsuz kabul edilen tescilin iptali ile ilk malikine dönüşüyle ortaya çıkmıştır. Zararın bu şekilde gerçekleşmesi işlem dünyasında bilinebilir, mutad bir sonuç olup; bu açık durum karşısında zarar ile tapu memurlarının eylem ve işlemleri arasında uygun illiyet bağının kesildiğinden de söz edilemez.
...