Mesajı Okuyun
Old 19-12-2011, 12:28   #4
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1986/1-728
K. 1987/567
T. 26.6.1987
• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Azledilen Vekil Tarafından Yapılan Satış Akdi )
• AZLEDİLEN VEKİL TARAFINDAN YAPILAN SATIŞ AKDİ ( Azil Kararının Vekile Tebliğ Edilmemesi )
• SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ ( Takyitli Bulunan ve Bu Nedenle Ferağı Verilemeyen Taşınmaz )
• TAKYİDİN KALKMASI ( Satış Vaadi Sözleşmesiyle Satılan Taşınmazın Ferağının Verilmesi )
• AKİTTEN DOĞAN YÜKÜMLÜLÜĞÜN YERİNE GETİRİLMESİ ( Azledilen Vekil Tarafından Yapılan İşlem )
• VEKALETNAME İLE SATIŞ ( Azilname )
• AZİLNAME ( Vekaletname ile satış )
• OBJEKTİF İYİNİYET ( Satış )
• SATIŞ ( Objektif iyiniyet )
818/m.213,386
ÖZET : Davacı satış vaadi sözleşmesi ile takyitli bulunan ve bu nedenle ferağı verilemeyen taşınmazın satışını vaad etmiş olduğuna göre takyidin kalkmasından sonra ferağ vermekle yükümlüdür. Azledilen vekilin yaptığı işlem akitten doğan yükümlülüğü yerine getirmek olduğuna göre davacı işlemin iptalini isteyemez.

DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( KONYA ) Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.12.1985 gün ve 148-884 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 27.2.1986 gün ve 2522-2104 sayılı ilamı: ( .. Dava, azledilen vekil tarafından yapılan satış akdinin davacıyı bağlamayacağından bahisle iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacının 24.6.1977 günlü satış vaadi sözleşmesiyle yüz bin lira bedel karşılığında dava konusu taşınmazın davalıya satışını vadettiği, satış bedelini tümüyle aldığı, tapudaki ferağ işlemi için aynı tarihli vekaletname ile Halil Cin'i vekil tayin ettiği, sonradan 30.6.1977 tarihli azilname ile vekaleti sona erdirdiği tartışmasızdır. Ne var ki azilname vekile tebliğ edilmemiştir. Öte yandan davacı satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihte 4753 sayılı Yasa ile takyitli olması nedeniyle tapuda ferağı verilemiyen taşınmazın satış bedelini davalıdan almış bulunduğundan ona karşı takyit kalktıktan sonra ferağ vermekle yükümlüdür. Olayda azledilen vekilin yaptığı işlem davacının anılan akitten doğan yükümlülüğünü yerine getirmekten ibaret olup, bu suretle oluşan kaydın iptalinin istenmesi objektif iyiniyet kuralları ile de bağdaşmaz. Hal böyle olunca davanın reddi gerekirken salt vekilin azledildiğinden bahisle kabulüne karar verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 26.6.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.