Mesajı Okuyun
Old 17-12-2011, 12:34   #3
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz

"Borçlular vekili" dediğinize göre, satıcı/satıcıya vekaleten hareket eden A/komisyon şirketi adına itiraz var ve her 3 borçlu için takip durdu şeklinde anlıyorum.



Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Sözleşmede imzası olanlar ise komisyon şirketi (adına yetkilisi A) ve satıcı (vekaleten A gerçek kişisi).



Hayır, komisyon şirketi yetkilisi (Y) diyelim ve satıcı gerçek kişiye vekaleten (A) gerçek kişisinin imzaları var. Ve tabiki alıcı müvekkilin.

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Takibe mesnet sözleşme başlığı "emlak alım-satım sözleşmesi" demişsiniz, sözleşme bir "komisyon sözleşmesi" mi veya geçersiz "taşınmaz satım sözleşmesi" mi var? (BK m.18: "Bir akdin şekil ve şartlarını tayininde, iki tarafın gerek sehven gerek akitteki hakiki maksatlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmıyarak, onların hakikî ve müşterek maksatlarını aramak lâzımdır.)



Üstad sözleşme başlığı "emlak alım-satım sözleşmesi". Ancak içeriğine bakıldığında hem satışa konu taşınmazın alım-satım şartları, kapora ve sair hususlar hem de " alıcı ve satıcının kendilerine bu sözleşmeyi sağlayan komisyon şirketine ....-TL komisyon bedeli ödemeyi kabul ve taahhüt ettikleri " şeklinde madde içermektedir. Ayrıca sözleşmede komisyon şirketi anteti bulunmaktadır. Kaporayı satıcıya vekaleten hareket eden (A) gerçek kişisinin aldığı yönünde imza da ayrıca sözleşme üzerine dercedilmiştir. Kapora da kapora yani 20.000,00-TL.

Diğer taraftan esasa ilişkin de tereddütlerim var ancak dava açmaktan başka yol bulunmamakta. Zira müvekkil sebepsiz olarak sözleşmeden caymış. Her ne kadar MK. 634, BK. 213 ve Tapu Kanunu 26 gereği sözleşme resmi şekilde yapılmamış olduğunda geçersiz olup, geçersiz sözleşmedeki ceza-i şart da geçersiz ise de, BK. 156/1-3 gereği verilen kaporanın iadesinin talebinin yerindeliği konusunda da şüpheliyim. Çünkü sözleşmede sözleşmenin imzalanmasından sonra alıcı vageçerse kaporanın geri alınamayacağı (BK 156/2) ayrıca bir madde olarak yazılı olup, bu maddenin bir ceza-i şart veya cayma tazminatı olarak değerlendirilmesi halinde davanın reddedilebileceği de aklıma gelmiyor değil.