Mesajı Okuyun
Old 14-12-2011, 10:25   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Katkı

Aşağıdaki kararda zamanaşımına uğrayan kambiyo senedinin zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren 1 yıllık ilave zamanaşımı sürene tabi tutularak sebepsiz zenginleşme hükümleri dairesinde dava edilebileceğine açıkça vurgu yapılmaktadır. Bir başka deyişle ilave edilen 1 yıllık sürenin özel bir zamanaşımı süresi olmadığı, tam aksine BK.66'da düzenlenen zamanaşımı süresi olduğu açıkça belirtilmiştir.

---
T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 1983/5921

K. 1984/327

T. 27.1.1984

• KAMBİYO SENETLERİ ( Zamanaşımına Uğraması )

• ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ KAMBİYO SENETLERİ ( Lehtar ve Hamile Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Göre Ek Bir Süre Verilmesi )

• LEHTAR VE HAMİLE TANINAN EK SÜRE ( Kambiyo Senetlerinin Zamanaşımına Uğraması Nedeniyle )

• EK SÜRE ( Vadeden İtibaren Üç Yıllık Sürenin Sonundan İtibaren Başlaması )

• VADEDEN İTİBAREN ÜÇ YILLIK SÜRENİN SONUNDAN BAŞLAYAN EK SÜRE ( Lehtara veya Hamile Tanınan Hak Olması )

6762/m.10,644,691

ÖZET : Zamanaşımına uğramış kambiyo senetlerinde lehtar ve hamile ayrıca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ek bir süre tanındığından, ek sürenin, vadeden itibaren üç yıllık sürenin sonundan veya zamanaşımının herhangi bir nedenle kesilmesi durumunda, yeniden işleyecek üç yıllık sürenin son gününden itibaren başlayacağı kabul edilmelidir.

DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul As. 5. Ticaret mahkemesince verilen 10.6.1983 tarih ve 252-403 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü :

KARAR : Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı 3. şahıs ( U. ).. Koll.'nin yapmış bulunduğu kredi mukavele ve hesabının teminatını teşkil etmek üzere 3. şahıs tarafından rehin senetlerinin bankaya ciro edildiğini, davalı aleyhine yaptıkları kambiyo senetlerine mahsus icra takibinin davalının zamanaşımı itirazının kabulü üzerine durduğunu oysa borçlu davalının borçluluk durumunun genel zamanaşımına tabi bulunduğunu ileri sürerek ( 24.009.74 ) liranın 7.8.1973 tarihinden itibaren : 25/gider vergisi ve : 10,5 faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında, görev ve yetki itirazında bulunmuş, ayrıca müvekkili ile davacı banka arasında kredi anlaşması olmadığını, olayda zamanaşımı bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; toplanan deliller ve bilirkişi incelemesine göre davanın 10 yıllık zamanaşımına tabi bulunduğu kabul edilerek toplam ( 41.618 ) liranın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Davacı banka ile dava dışı ( U.Koll.Şti. ) arasında kurulan kredi ilişkisinde kredi kullanan kollektif şirkete, teminat olarak davalının keşidecisi olduğu emre muharrer senetleri davacı bankaya rehin etmiştir. Kredi Borcunun zamanında ödenmemesi sebebiyle davacı banka, rehnedilen senetlerin borçlusu olan davalı aleyhine icra takibine girişmiş, ancak davalının zamanaşımı definde bulunması sonucu takip sonuçsuz kalmıştır. Banka bunun üzerine, alacağının genel zamanaşımına tabi olduğu iddiası ile senet borçlusu aleyhine işbu tahsil davasını açmış bulunmaktadır.

Olayımızda davalı kollektif şirket, davacı bankaya karşı sadece rehnedilmiş olan senetlerin borçlusu olarak sorumlu olup taraflar arasında başka akti bir ilişki bulunmamaktadır.

Davada davalı, süresi içinde zamanaşımı def'inde bulunduğundan uyuşmazlığın kıymetli evrak hukuku çerçevesi içinde halledilmesi gerekmektedir.

Dava konusu emre muharrer senetlerin zamanaşımına uğradığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Zamanaşımına uğrayan poliçe alacaklısına, TTK.nun 644. maddesi ile ve sebepsiz iktisap yolu ile senet borçlusuna başvurma imkanı tanınmış bulunmaktadır. Olayımızda poliçe değil, emre muharrer senetler söz konusudur.

TTK. 690 ıncı maddesinde, poliçeye ait hükümlerin hangilerinin emre muharrer senetlere de uygulanacağı tadadi şekilde belirlenmiştir. TTK. 690 maddesinde, sebepsiz iktisapla ilgili 644 üncü maddeye atıf yapılmış değildir.

Bu durumda, konunun iki aşamada incelenmesi, birinci aşamada, TTK. 644. maddesinin emre muharrer senetlere de uygulanma olanağı bulunup bulunmadığı, ikinci aşamada ise, şayet uygulanma olanağı varsa sebepsiz iktisap süresinin ne olacağı ve hangi tarihten işlemeğe başlayacağı hususlarının tespiti gerekmektedir.

1 ) TTK. 690. maddesindeki atıf dolayısıyla poliçeye ait hükümlerin pek çoğu emre muharrer senetlere de uygulanmaktadır. TTK 691. maddesinde, bonoyu tanzim edenin tıpkı poliçelerde senedi kabul eden gibi sorumlu olacağı belirtilmiştir. TTK. 644. maddesi hükmü ile zamanaşımına uğramış poliçelerde sebepsiz zenginleşme dolayısıyla poliçeyi kabul edene ve hatta ikinci derecede sorumlu olan kişideciye başvurma hakkı tanınmış olduğuna göre kabul eden gibi sorumlu bulunan bono keşidecisinde aynı yoldan başvurulabilmesi mümkün bulunmak icap eder. Sebebsiz iktisap yönünden poliçe ile bonolar arasında ayırım yapmak için makul bir sebep bulmak zordur.

Türk doktrininde yazılarının çoğunluğu TTK. 644. maddesinin bonolara da uygulanacağı düşüncesindedirler. ( Y.Karayalçın-Ticari Senetler, Shf. 348 Tomaniç Kıymetli Evrak hukuku, Shf. 361,362 F. Öztan-Kıymetli Evrak Hukuku, shf.618 ).

Poliçede, kabul eden ve keşidecenin sorumluluğu ile bonolardaki borçlu keşidecinin sorumlulukları aynı nitelikte sayıldığına ve bonolarda keşideciye karşı sebepsiz zenginleşmeden dolayı başvurulmaması için haklı bir sebep gösterilmediğine göre, gerek mehaz kanununda gerekse Türk Ticaret kanununda, bonolara uygulanmak üzere poliçe hükümlerine atıf yapan 690. maddede sebepsiz iktisaba ilişkin 644 üncü maddenin zikredilmemiş olmasının, bilincli ve kasıtlı bir davranış olmayıp bir kanun tekniği noksanlığı, bir unutma sonucu olduğu kabul edilmek icap eder.

Bu düşünüş şekli, karşısında, TTK. 690. maddesinde sebepsiz zenginleşme yönünden bono borçlusuna müracaat edilip edilmeyeceği hususundaki kanun boşluğunun, MK. nun 1/2. maddesi hükmüne tevfikan hakim tarafından tamamlanması ve yukarıda açıklandığı üzere, TTK. 644. maddesinde yazılı olan keşideciye müracaat hakkının/ bonolarda da tanınmasının uygun olacağı sonucuna varılmıştır.

2 ) TTK. 644. maddesinde yazılı sebepsiz iktisap sebebiyle kabul edilen başvurma hakkının hangi zamanaşımı süresine tabi olacağı ve zamanaşımının hangi tarihten işlemeğe başlayacağı konusuna gelince:

TTK. 644. maddesinde, zamanaşımı süresinin ne olacağı belirtilmemiştir. Bu hususta dahi kanun boşluğu mevcut bulunmaktadır. Bazı yazarlarlar ve İsviçre Federal Mahkemesi, 644. maddede yazılı sebepsiz iktisabın Borçlar Kanununda düzenlenen sebepsiz iktisaptan farklı ve özel bir sebepsiz iktisap olduğu düşüncesindedirler. Bu görüş sonucu olarak da ilgili maddede zamanaşımı süresi belirtilmediğinden BK. 125. maddesindeki 10 yıllk genel zamanaşımının uygulanacağını kabul etmişlerdir.

Fakat TTK. 644. maddesinde zikredilen sebepsiz iktisabın MK. da dahsi geçen sebepsiz iktisaptan farklı bir hukuki müessese olduğunu gösteren açık hüküm mevcut değildir. TTK.nun 1 inci maddesinde ( Türk Ticaret Kanunu Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir cüz'üdür... hakkında ticari bir hüküm bulunmayan ticari işlerde mahkeme, ticari örf ve adete bu dahi yoksa umumi hükümlere göre karar verir ) hükmü mevcuttur. Sebepsiz zenginleşme ile ilgili genel hukumlar BK. nun 61 ve müteakip maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Emre muharer senet imzalayan kişi, genellikle karşılığında bir iktisadi değer almıştır. Lehter veya hamil ise senedi alırken karşılığında maddi bir değer vermiştir. Kambiyo senedi zamanaşımına uğradığından, lehtar veya hamil, bu hakkın senede dayanarak kullanamaz bir duruma girdiğinden keşideci borçlu, senet bedeli kadar sebepsiz zenginleşmiş olmaktadır. BK. nun 66. maddesine göre, sebepsiz iktisapta bir yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Bu sebeple, kambiyo senetlerinde sebepsiz zenginleşme halinde de bir yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması, Türk Ticaret ve Borçlar Hukukunun genel düzenlemesine uygun olacaktır.

İsviçre Federal Mahkemesinin kabul ettiği gibi, 10 yıllık genel zamanaşımı uygulanacak olursa, kambiyo senedine ait üç yıllık zamanaşımı süresine 10 yıllık genel zamanaşımı süresi eklendiğinde 13 yıllık bir süre meydana gelecektir ki, süratli işlem gerektiren ticari ilişkilerde zamanında takip yetkisini kullanmayan kusurlu lehtar veya hamile, genel zamanaşımı süresinden fazla bir süre tanınmış ve o kişi böylece yersiz bir korunmaya mazhar kılınmış olur. Zamanaşımı süresinin hangi tarihten başlayacağı hususuna gelince :

BK. 66. maddesinde, ( haksız surette mal iktisabından dolayı ikame olunacak dava, mutasarrır olan tarafın verdiğini istirdada hakkı olduğuna iltibas tarihinden itibaren bir sene müruru ile... sakı, olur ) hükmü yer almaktadır.

Zamanaşımına uğramış olan kambiyo senetlerinde lehtar veya hamile TTK. 644. maddesi ile ayrıca sebepsiz iktisap hükümlerine göre bir ek süre tanınmış olduğundan ve eksürenin, vadeden itibaren üç yıllık sürenin sonu veya zamanaşımının herhangi bir sebeple kesilmesi halinde yeniden işleyecek üç yıllık sürenin sona erme tarihinden başlayacağının ve bunun hak sahibinin de bilmesi gerektiğinin kabulü zorunludur.

Yukarıdaki açılmama ve kabule nazaran, davaya konu edilen 1973 vade tarihli emre muharrer senetlerde yazılı alacak için sebepsiz iktisap yolu ile süresinde dava açılmadığından, açılan davanın zamanaşımı def'i sonucu zamanaşımı yönünden reddi gerekirken alacağın genel zamanaşımı süresine tabi olduğu gereçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz görüldüğünden kararın bozulması cihetine gidilmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerleavalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA,temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.1.1984 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.