Mesajı Okuyun
Old 09-12-2011, 17:20   #3
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

TBB DİSİPLİN KURULU KARARI

Tarih - Esas No - Karar No Konu T. 19.12.2008
E. 2008/365
K. 2008/497
* Sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasına anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde avukatlık ücretinin ödenmesi hususunda her iki tarafın müteselsil borçlu sayılması
(1136 sayılı Av. K. m. 165, 174/2)



Şikayetli avukatın, alacaklı M.B. vekili olarak . İcra Müdürlüğü’nün 2006/… sayılı dosyası ile şikayetçi aleyhine takip yaptığı, şikayetçinin alacaklı ile anlaşarak 14 bin TL ödeme yaptığı ve 05.10.2006 tarihli feragatnamenin düzenlendiği, şikayetli avukatın aynı tarihli azilname ile azledildiği halde daha sonra şikayetçinin evine hacze gittiği, kendisine feragatname ve azilnamenin borçlu/şikayetçi tarafından gösterilmesine rağmen haciz yapılmak istediği, bu zorunluluk altında şikayetli avukat lehine düzenlenmiş 1.950,00 TL’lik senet verildiği, bu senedin yakınlarına ciro edilerek icra takibi yapıldığı iddiaları ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.

Dosyada içindeki . İcra Müdürlüğü’nün 2006/… sayılı icra dosyasının incelenmesinde, şikayetli avukatın 02.02.2006 tarihinde işlemiş faiz ve masraf dahil toplam 11.144,12 TL alacak için takip başlattığı, takibin kesinleştiği, borçlu/şikayetçinin evinde menkul haczi yapıldığı, Emekli Sandığı’na yazı yazıldığı ve işlemlerin sürdüğü, 19.10.2006 tarihinde menkul haczi için borçlunun evine gidildiğinde borç tutarının 14.501,00 TL’nı bulmuş olduğu, şikayetlinin haciz talebi üzerine borçlu/şikayetçinin . Noterliği’nin 05.10.2006 tarihli azilnamesini ibraz ettiği, şikayetlinin azilden yeni haberi olduğunu bildirdiği, vekalet ücreti ve masraflar karşılığı olarak şikayetçi/borçludan 1.950,00 TL tutarlı senet alarak başka işlem yapılmamasını talep ettiği, takibin bu aşamada kaldığı görülmektedir.

Şikayet dilekçesine ekli olan ve . İcra Müdürlüğü’ne hitaben yazılmış, borçlunun 14 bin TL ödediği ve takipten feragat edildiğine dair alacaklı M.B. imzalı dilekçe ise, icra dosyasında bulunmamaktadır.

Azilnamenin, dosyadaki tebliğ evrakına göre şikâyetli avukata 21.10.2006 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.

Bu durumda, şikayetli avukatın, azilnameden sonra ve azil edildiğini bilerek yetkisiz işlem yaptığından söz edilemez ve zaten disiplin kovuşturması bu nedene dayalı olarak açılmamıştır.

İcra tutanağında, şikayetli avukatın, borçludan avukatlık ücreti ve masraflara karşılık 1.950,00 TL tutarlı senet aldığını beyan ettiği görülmektedir. Haciz tutanağında alacaklı vekili ile borçlu, iki polis memuru ve taksi şoförünün imzaları da bulunmaktadır. Bu heyet huzurunda şikayetli avukatın zor altında bırakarak borçludan senet aldığının kabulü mümkün değildir.

Avukatlık Yasası’nın 174/2 maddesi, haksız azil halinde avukat ücretinin ödenmesini düzenlemektedir. Ancak, kovuşturma konusu olayda sadece azil değil, borçlu ile alacaklının avukatın bilgisi dışında anlaşarak sulhen alacağı tahsil etmeleri ve feragatname düzenlenmesi de söz konusudur. Şikayetli avukat azledilmemiş olsa dahi, alacaklının haricen takip konusu alacağı tahsil etmesi ile icra işlemleri konusuz kalmakta ve takibe devam imkanı bulunmamaktadır.

Avukatlık Yasası’nın 165. maddesine göre “Sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasına anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukatlık ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar.” Bu hüküm tarafların anlaşmaları suretiyle ihtilafın ortadan kaldırılması halinde avukatlık ücretinin güvencesini oluşturan bir düzenlemedir. Bu hüküm karşısında, avukatlık ücretinde zaten borçlu da alacaklı ile birlikte avukata karşı müteselsil sorumlu bulunduğuna göre, borçludan ve görevli memurların huzurunda ve rızası ile alındığı anlaşılan avukatlık ücretine ilişkin senedin alınmasında, Avukatlık Yasası ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’na aykırı bir yön bulunmamaktadır.

Bu nedenle, Baro Disiplin Kurulunun uyarma cezası verilmesine ilişkin kararında hukuki isabet görülmemiş ve kararın kaldırılarak, şikâyetli hakkında disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

Sonuç olarak, şikayetli avukatın itirazının kabulü ile K. Barosu Disiplin Kurulu’nun uyarma cezası verilmesine ilişkin kararının kaldırılmasına, yeniden incelemeyi gerektirir bir husus bulunmadığından şikayetli avukat M.E.A hakkında disiplin cezası verilmesine yer olmadığına oybirliği ile karar verildi.