Mesajı Okuyun
Old 05-12-2011, 12:28   #13
Av. Alper KOÇ

 
Varsayılan

T.C.
ANKARA
9. İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO : 2010/1449 KARAR NO : 2011/1686
DAVACI __________________ :
DAVALI ___________________ : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI / ANKARA
VEKİLİ ____________________ :
DAVANIN ÖZETİ __________ : Davacının Emekli Sandığına tabi geçen hizmetlerine karşılık emekli
ikramiyesi ödenmesi talebinin reddine ilişkin 13/07/2010 tarih ve 51.455.085 sayılı davalı idare işleminin;
Anayasa Mahkemesinin 05.02.2009 tarih ve E:2005/40 , K:2009/17 sayılı kararı ile 2829 sayılı kanunun
12.maddesinin 1. fıkrasının Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiği , bu karardan
sonra yeniden yapılan yasal düzenlemenin de Anayasaya aykırı olduğu, dolayısıyla Anayasa Mahkemesi
kararı uyarınca emekli sandığına tabi olarak geçen hizmetlerine karşılık emekli ikramiyesi ödenmesi
gerektiği ileri sürülerek iptali ile ödenmeyen emekli ikramiyesinin yasal faizi ile birlikte ödenmesi
istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Anayasa Mahkemesinin 05.02.2009 tarih ve E:2005/40 , K:2009/17 sayılı kararı ile
2829 sayılı Kanunun 12.maddesinin 1. fıkrasının Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar
verilmişse de, 19.06.2010 tarihli, 27616 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve yayımı tarihinden itibaren
yürürlüğe giren 16.06.2010 tarihli ve 5997 sayılı Bazı Kanunlarda ve 190 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 14 üncü maddesi ile 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı
Kanununun 89 uncu maddesinde yapılan değişiklik dikkate alındığında davacıya emekli ikramiyesi
ödenmesinin mümkün olmadığı, tesis edilen işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın
reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Ankara 9. İdare Mahkemesi'nce işin gereği görüşüldü:
Dava, davacının Emekli Sandığına tabi geçen hizmetlerine karşılık emekli ikramiyesi ödenmesi
talebinin reddine ilişkin 13/07/2010 tarih ve 51.455.085 sayılı davalı idare işleminin iptali ile ödenmeyen
emekli ikramiyesinin yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.
2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında
Kanunun "Aylığı Bağlayacak Kurum" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında, "Birleştirilmiş hizmet süreleri
toplamı üzerinden, ilgililere; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca,
hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca,
kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir." hükmü yer almış; "Emekli İkramiyesi" başlıklı 12.
maddesinin 1. fıkrasında ise "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve
kendilerine bu Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara,
T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen
sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi
ödenir." hükmüne yer verilmiş, Anayasa Mahkemesinin 5.2.2009 günlü ve E:2005/40, K:2009/17 sayılı
kararı ile, 2829 sayılı Kanunun 12. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi
görevlerden emekliye ayrılan ve ... "ibaresinin iptaline karar verilmiş, bu kararın gerekçesinde " bir
yıldan fazla 5434 sayılı Yasa kapsamında görev yaptıktan sonra kamu dışında bir sosyal güvenlik
kuruluşuna bağlı olarak çalışmalarını tamamlayıp 2829 sayılı Yasa'nın 8. maddesi uyarınca yaşlılık aylığı
bağlananlara da, son defa Emekli Sandığına tabi bir görevden emekliye ayrılma koşulunu
taşımadıklarından Emekli Sandığına tabi olarak yaptıkları çalışma sürelerin için emekli ikramiyesi"
ödenmemesi ve bu suretle
emekli ikramiyesi ödenmesi konusunda "son defa bağlı olunan sosyal güvenlik kurumuna göre ayırım"
yapılmasının Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu vurgulanarak Sosyal Sigortalar Kurumu
tarafından yaşlılık aylığı bağlananlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya
kesenek Ödemek suretiyle geçen sürelerin toplamı üzerinden T.C. Emekli Sandığı tarafından emekli
ikramiyesi ödenmemesinin de anılan Anayasa hükümlerine aykırılık oluşturduğu belirtilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin yukarıda özetlenen kararından sonra; uyuşmazlık konusu olayın yasal
dayanağını oluşturan ve 16.6.2010 günlü, 5997 sayılı Bazı Kanunlarda ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14. maddesiyle değiştirilen, 5434 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 89. maddesinin birinci fıkrasında “Hizmet sürelerinin tamamı bu
Kanun ve/veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi
kapsamında geçenlerden emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan
ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir
aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir. Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi
hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve kendilerine mülga
2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun
8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise, bu Kanuna tabi daire,
kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden
bu madde hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir. Mülga 2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin
birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümleri
uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
16.6.2010 günlü, 5997 sayılı Bazı Kanunlarda ve 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14. maddesiyle, 8.6.1949 günlü, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanunu’nun 89. maddesinin değiştirilen birinci fıkrasının ikinci cümlesinin “Son defa bu
Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren
görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve...” bölümünün, Anayasa’nın 2., 10., 138. ve 153.
maddelerine aykırılığı savıyla Anayasa Mahkemesinin Esas Sayısı:2011/81 esasında kayıtlı açılan
davada; Anayasa Mahkemesi' nin 12.05.2011 günlü, E.2010/81, K.2011/78 sayılı kararı ile "Anayasa
Mahkemesi’nin iptal ettiği hükümle eldeki davada iptali istenilen hükümler arasında ilk bakışta farklılık
varmış gibi görünse de, farklılık 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden kaynaklanan mevzuat
değişikliğine dayanmaktadır. 5510 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesinde 5434 sayılı Kanun’a ilişkin geçiş
hükümleri yer almaktadır. Her iki kural kapsamına giren kimseler son defa T.C. Emekli Sandığına tabi
görevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine 2829 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet
süreleri üzerinden aylık bağlananlardır. İptali istenilen kuralda 5510 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesi
hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerin de eklenmiş olması kapsamı değiştirmemektedir. Her iki
kural gereğince kapsamdaki kişilere 5434 sayılı Kanun’un 89. maddesi gereğince Emekli Sandığı
Kanunu’na tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet
sürelerinin toplamı üzerinden her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli
ikramiyesi olarak ödenmektedir.
Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesi’nin K.2009/17 sayılı kararıyla iptal ettiği kural ile eldeki davada
iptali istenilen kural kapsam ve içerik yönünden aynı niteliktedir. Bu nedenle iptali istenilen kural
Anayasa’nın 153. maddesine aykırı olarak yasalaşmıştır." gerekçesiyle 16.6.2010 günlü, 5997 sayılı Bazı
Kanunlarda ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14.
maddesiyle, 8.6.1949 günlü, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 89. maddesinin
değiştirilen birinci fıkrasının ikinci cümlesinin “Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü
maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve ...”
bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş, bu karar 09.07.2011 tarihli Resmi
Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anayasa Mahkemesince bir kanunun tümünün ya da belirli hükümlerinin Anayasaya aykırı
bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde eldeki davaların Anayasaya aykırılığı saptanmış olan
kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı
düşeceği için uygun görülemez.
Diğer yandan, Anayasanın 153. maddesine göre yasama, yürütme ve yargı organları için bağlayıcı
olan Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararının, bu karardan önce açılmış bulunan ve henüz
sonuçlanmamış olan tüm davalara uygulanması gerekmektedir.
Buna göre, Anayasa Mahkemesince verilen karar ile, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet
süreleri birleştirilmek suretiyle, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan sosyal
güvenlik kurumu tarafından aylığı bağlananlardan, son defa Emekli Sandığına tabi bir görevden emekliye
ayrılmamış olanlar ile Emekli Sandığı dışındaki sosyal güvenlik kurumlan tarafından emekli veya yaşlılık
aylığı bağlananlara emekli ikramiyesi ödenmesine engel olan "Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı
Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken
emekliye ayrılan ve ..." ibaresi iptal edildiğinden, 2829 sayılı Kanunun 12. maddesinin 1. fıkrasının iptal
kararından sonraki şekline göre, "kendilerine bu Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet
süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya
kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu
hükümlerine göre emekli ikramiyesi" ödenmesi gerekmektedir.
Bu durumda, birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanan davacıya, T.C. Emekli
Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin
toplamı üzerinden emekli ikramiyesi ödenmesi gerekmekte olup yasal dayanağı kalmayan aksi yöndeki
dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, Anayasa’nın 125. maddesinde “idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı
ödemekle yükümlüdür.” kuralı yer verilmiş olup, davacının hukuka aykırılığı yargı kararı ile saptanan işlem
nedeniyle uğradığı zararın tazmini Anayasal bir zorunluluktur.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, davacının ödenmeyen emekli ikramiyesinin
davalı idareye başvuru tarihi olan 15/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya
ödenmesine, aşağıda dökümü yapılan 61,30 TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya
verilmesine, artan posta ücretinin isteği halinde davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren
30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere 14/07/2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
BAŞKAN Üye Üye

Aynı doğrultuda verilen diğer bir karar