Mesajı Okuyun
Old 29-11-2011, 15:36   #2
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Evran KIRMIZI
Yeni HMK'da davalı tarafından zamanaşımı defi'inin ileri sürülebileceği bir süre düzenlenmemiş olduğu düşüncesindeyim. Her ne kadar 142.madde tahkikat aşamasından önce hak düşürücü süre ve zamanaşımı konularında karar verileceğini öngörmüş ise de net bir süre belli değil. Bir seminerde yasayı hazırlayanlardan Prof. Muhammet ÖZEKES'e sorduğumda "davaya cevap dilekçesinde ve ıslahla olabilir" gibi yasada belirtilmeyen bir cevap verdi. Hele ıslahla da zamanaşımı defi ileri sürülebilirse davanın sonuna kadar mümkün demektir. Arkadaşlar bu konuda ne düşünüyor acaba?

Sayın Kırmızı;

Zamanaşımı ilk itiraz değil de savunma olduğundan, 6100 Sayılı Yasa'ya göre cevaba cevap (davacı) ve cevaba cevaba cevap (davalı-2. cevap) süresi içerisinde taraflar iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmadan iddia ve savunmalarını genişletebilecekleri ve bundan sonra ise karşı tarafın muvafakatı olmadan iddia ve savunmalarını genişletemeyecekleri için; savunmanın genişletilmesine takılmamak için en geç ikinci cevap dilekçesinde zamanaşımı savunması ileri sürülmelidir. Bu durumda, bu süreçten sonraki bir safhada ileri sürülecek zamanaşımı "yerinde" olsa bile "süresinde, yani en geç ikinci cevapta" olmadığından, karşı taraf muvafakat etmediği takdirde kabul görmeyecektir.

Islah yoluyla ileri sürülebilmesine gelince; bence Yargıtay önceki kanun döneminde olduğu gibi çok büyük ihtimalle yine ıslah ile zamanaşımı ileri sürülmesini; "ıslah ile kaçırılan bir süre geri alınamaz, ancak zamanaşımı bir savunmadır ve esasında kesin bir süresi yoktur, ıslah ile savunma genişletilebileceğine göre ve zamanaşımı da bir savunma olduğuna göre ıslah ile zamanaşımı ileri sürülebilir diyerek" kabul edecektir diye düşünüyorum.

Saygılarımla...