Sevgili meslektaşlarım,
Konunun bu gün çözüme kavuşturulması gerektiğinden acilen fikirlerinizi bekliyorum.
OLAY:
1- Tapu iptal ve Tescil talebiyle dava açtığımız 4 parça taşınmaz, baraj yapımı için kamulaştırıldı.
2- Biz kamulaştırma bürosuna, mülkiyetin ihtilaflı olduğunu, uzlaşma görüşmelerinin tarafımızla yapılmasını, aksi halde zararımızdan idarenin sorumlu olacağını havi bir dilekçe yazmak suretiyle elden görevliye teslim ettik.
3- Bu dilekçeye mahkemenin taşınmazın devrinin önlenmesi yönündeki talebimize istinaden verdiği ihtiyati tedbir kararını da( taşınmazın tapu kaydına 3. kişilere devredilmemesi yönünde ) ekledik.
4- İdare kamulaştırma kararından sonra anlaşmazlık tutanakları tanzim ederek asliye h. mahkemelerinde bu 4 taşınmaz için bedel tespiti ve hazine adına tescil davası açtı.
5- Bizim bu davalardan haberimiz olmadı ama bedel tespit davasına bakan 3 mahkeme de tapu kayıtlarını celp etti. Bu tapu kayıtlarında ihtiyati tedbir şerhiiz var. Yani mülkiyetin ihtilaflı olduğu belli.x
6- Buna rağmen bu tedbir kararının ne olduğu bile ilgili mahkemeden sorulmadan davalar sonuçlandırıldı ve bedeller tapuda malik olark görünen kişilere ödendi.
7-Bu arada Açtığımız tapu iptali ve tescil davası lehimize sonuçlandı ve kesinleşti.
8- Bunun üzerine kamulaştırma bürosuna yatırılan paraları çekmek için gittiğimizde bu kamulaştırma bedellerinin tapuda malik görünen kişiye ödendiği söylendi.
9-Bunun üzerine ilgili 2 bakanlık aleyhinde asliye hukuk mahkemesinde dava açtık.
10-Dava sebebimiz, elden verdiğimiz dilekçeye rağmen paranın haksız olarak ilgili kişilere ödendiği, bu nedenle müvekkillerimizin zarara uğratıldığı gerekçesi idi.
SORU
Bu davada idarenin hizmet kusurundan bahsedilebileceği ve dolayısıyla yargı yolu uyuşmazlığı ileri sürülebilir mi?
Yani davayı açtığımız mahkeme görevin idari yargıya ait olduğundan bahisle görevsizlik kararı verebilir mi? Bu konuda acil yargıtay kararı arıyorum. Kanımızca adli yargıda çözülmesi gereken bir dava.