Mesajı Okuyun
Old 22-11-2011, 12:28   #25
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Katkı, katık :)))

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Kararlar için teşekkürler Sayın Öksüz.



Böyle bir durumda faturanın ticari deflterlerinde kayıtlı olması ve açık hesap ilişkisi kapsamında bir kısım ödemeyi yapanın bu şirket olması, faturadaki vergi hesap numarasının bu şirkete ait olması nedenleriyle itirazlarının bir hükmü olmaz.

Şimdi ki durumda ise,

(En azından) şekli ve dosya ile sınırlı incelemenin geçerli olduğu İcra dosyası kapsamından, o ünvanda başka bir şirket olup olmadığının belirsiz olması,

temelinde itirazı haklı bulma riski var.



Oysa bana göre, itirazın iptalini inceleyecek mahkemenin bu konuda da maddi anlamda inceleme yapabilmesi ve itirazı iptal etmesi mümkündür.

Lakin, böyle olmasına böyle de….

Mahkemenin Sayın EKİCİ gibi düşünmeyeceğinin garantisi de yoktur.
T.C. YARGITAY 19.Hukuk Dairesi Esas: 2004/5391 Karar: 2004/12451 Karar Tarihi: 13.12.2004

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Karar: Davacı vekili, taraflar arasında 25.2.1999 tarihli protokol gereği davalının müvekkilinin bayii olduğunu ancak davalı bayiinin protokol hükümlerini ihlal ettiğini fatura borçlarından kalan kısmının ödenmesi için keşide edilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, protokolün tek taraflı feshedilerek alacağın tahsili için girişilen takibe itiraz edildiğini iddia ederek itirazının iptaliyle takibin devamı ve %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takibin M____-San A.Ş. tarafından açılmış olmasına rağmen davanın M____-San Ltd. Şti. tarafından açıldığını dolayısıyla davacının, davacı sıfatının bulunmadığını, müvekkilinin borcunun olmadığını, iade edilen damacanaların bedelinin varsa borçtan tenzili gerektiğini faizin fahiş talep edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre davacı şirket adının yazılış şeklinin maddi hatadan kaynaklandığı ve temsilcide hata niteliğinde olduğundan davalının husumet itirazının reddine, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi nedeniyle usulüne uygun davacı defterlerine göre davacının 3.409.141.389.TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davalının takip dosyasına yaptığı 2.680.331.389.TL'ye vaki itirazının iptaliyle takibin bu miktar üzerinden %79 oranını geçmemek üzere artan eksilen oranlarda reeskont faizi uygulanarak devamına, işlemiş faiz isteminin temerrüde düşürülmediğinden reddine %40 tazminatın davalıdan tahsiline dair verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İcra takibini yapan şirket ile davayı açan şirketin niteliklerinin ayrı olduğu ve isimlerde de değişiklik bulunduğu gözetilerek her iki şirkete ait ticaret sicili ve öteki kayıtların getirtilip ayrı tüzel kişilikleri bulunup bulunmadığı üzerinde durularak isimde maddi yanılgı olduğu iddiasının açıklığa kavuşturulması gerekirken, kanıtları gösterilmeksizin oluşturulan gerekçeye dayanılarak husumet itirazının reddedilmiş olması usule aykırıdır.
Sonuç: Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma biçimine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.12.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

Saygılarımla,