Mesajı Okuyun
Old 21-11-2011, 09:53   #3
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Sayın meslektaşlarım,

Bilindiği üzere HMK.183. madde, "Tarafların veya mahkemenin dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hataları, karar verilinceye kadar düzeltilebilir." hükmünü içermektedir.

Borçlu aleyhinde yapılan icra takibinde, borçlunun ticari ilişki boyunca beyan ettiği şekilde, X İnşaat A.Ş. unvanı altında fatura ve irsaliye tanzim edilerek kendisine teslim edilmiştir. Fatura ve irsaliyeler imza karşılığı teslim edilmiş, borçlu şirket muhtemelen de defterine faturaları işlemiştir.

Borcunu ödemeyen borçlu şirket aleyhinde yapılan takipte doğal olarak faturadaki unvanı kullanılmıştır. Ödeme emri şirketin sekreterine usulü dairesinde tebliğ edilmiştir.

Hal böyle iken, unvanının X İnşaat Hırdavat Turizm, Nakliyat vs…. A.Ş. olduğunu söyleyen bir şirketin vekili, aynı adreste kendi şirketleirnin olduğunu, sekreterlerinin sehven tebligatı aldığını iddia ederek husumet itirazında bulunmuş ve ayrıca borca da itiraz etmiştir.

Ticaret Sicil kayıtlarından yaptığımız araştırmada aynı adreste X İnşaat Hırdavat Turizm, Nakliyat vs…. A.Ş.nin olduğu, Faturada unvanı X İnşaat A.Ş. şeklinde yazılan şirketin Vergi Dairesi ve numarasının, aslında husumet itirazında bulunan X İnşaat Hırdavat Turizm, Nakliyat vs…. A.Ş. şeklinde Vergi Dairesi kayıtlaırnda görüldüğü, keza cari hesap ilişkisi sırasında alacaklının banka hesabına gönderilen EFT'de gönderen şirketin de yine husumet itirazında bulunan X İnşaat Hırdavat Turizm, Nakliyat vs…. A.Ş. olduğu anlaşılmış, tespit edilmiştir.

Sorum şudur:

1.) Taraflar arasındaki temel ilişkide kullanılan faturadaki vergi kaydı ile cari hesap kapsamında faturalar için ödemeleri EFT yoluyla yapan şirketin husumet iitrazında bulunan şirket ile aynı olması nedeniyle, alacaklının icra dosyasına, HMK.183. madde uyarınca Unvandaki maddi hatanın düzeltilmesi istemli bir dilekçe vermesi, hatanın düzeltilmesi için yeterli olur mu?

Yoksa yeniden ödeme emri mi çıkarmak gerekir?

2.) Husumet itirazında bulunan şirketin aslında faturada X İnşaat A.Ş: olarak yazılan şirket ile aynı olduğu hem Vergi dairesi kayıtları itibariyle, hem ticari ilişki sırasında tanzim edilen faturadaki vergi kaydının aynı olması ile ve ticari ilişki sırasında ara ara ödeme yapan firmanın da yine husumet itirazında bulunan aynı şirket olduğunun anlaşılması nedeniyle, ticari ilişlki sırasında unvanını X İnşaat A.Ş. olarak beyan edip o şekilde fatura tanzim ettiren ve takibe bile bile husumet itirazında bulunan şirket açısından, "Dolandırıcılık" temelli suç duyurusunda bulunmak sizce sonuç verebilir mi?



Benim kişisel fikrim HMK:183. maddeye göre bir düzeltme dilekçesi verilerek, itirazın iptali yoluna gidilebilir şeklindedir. Ancak mevzuat çok yeni olduğu için, tereddütümü gidermek ve bu konuda fikirlerinizi almak istiyorum.

Görüş beyan edecek meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.

Üstadım ben de sayın Ekici ile aynı düşünceyi paylaşıyorum. HMK 183. maddenin somut olayda uygulama olanağı bulunmadığını düşünüyorum. Yararlanmanız için 2005 karar tarihli aşağıdaki iki kararı ekliyorum. Saygılarımla.


T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/2569

K. 2005/11204

T. 16.11.2005

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirketin Hil San. Mak. İnş. San Tic. Ltd.Şti. ünvanıyla ticari faaliyetini sürdürdüğü halde davalı şirketin davadışı Hil San Hidrolik Mak. Tur. San. Tic. Ltd.Şti. adına düzenlendiği fatura ile müvekkili aleyhine takip başlattığını ve takibe itiraz sonucu davalı yanca acılan itirazın iptali davasının müvekkili lehine husumet yokluğundan reddine karar verilmiş ise de, tekrar müvekkili şirket aleyhine takibe devam olunarak sehven müvekkili çalışanınca tebliğatın kabul edilmek suretiyle müvekkili aleyhine takibin kesinleştiğini belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacı şirketin müvekkili ile ticari ilişkisi bulunmadığını ve davacının dava açma sıfatının olmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, davaya konu icra dosyasında borçlunun davadışı Hilsan Hidrolik Mak. İnş. Tur San. Tic. Ltd.Şti. olduğu, oysa davacı şirketin Hilsan Makine İnş. San ve Tic. Ltd.Şti. bulunması sebebiyle aktif husumet yokluğunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,16.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/8647

K. 2005/5197

T. 6.5.2005

DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.Babür Işıker ile davalı vek.Av.Nihan Şengüler'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR : Davacı vekili, davalının müvekkiline verdiği sipariş malların davalıya ve davalının belirttiği alıcılara gönderilip teslim edildiğini, ancak mal bedellerinin ödenmediğini, alacağın tahsili için yapılan icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini beyanla itirazın iptalini ve % 40'dan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, takip talebinde borcun sebebini cari hesap alacağı olarak gösteren davacının dava dilekçesinde faturalara dayandığını ibraz edilen faturaların müvekkili adına düzenlenmediğini, faturaların borçlusunun Petchem İnternational Ltd. ünvanlı şirket olduğunu, müvekkilinin Petchem Ltd.Şti.nden satın aldığı malların bedelini de bu şirkete ödediğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre davacı tarafından davalıya tanzim edilmiş fatura bulunmadığı gibi, davacının davalı ile ticari ilişkide bulunduğu da kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

SONUÇ : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporu da gözetilerek kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 400.-YTL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 6.5.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.