Konu: dava değeri
Mesajı Okuyun
Old 20-11-2011, 17:59   #7
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan 06Cumhur
Belki yanılıyorum ama, ortaklığın giderilmesi davasında açılacak bir muhdesat davası, dava konusunun aynına ilişkin olmadığından ve dava sonucunu etkilemeyeceğinden, hâkimin bekletici mesele yapmasına pek ihtimal veremiyorum. Saygılarımla...


".......Ortaklığın giderilmesi davalarında, taşınmaz üzerindeki muhdesatın kendisi tarafından meydana getirildiğini iddia eden ortağa bu konuda dava açması için 10 günlük kesin süre verilmesi gerekir. Süresi içinde dava açılmışsa bu davanın sonucunun beklenmesi gerekir....... (Yargıtay 7. HD 2008/293 E. 2008/3463 K.)."


".......Paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç gibi bütünleyici parçanın ( muhtesat )kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde eğer bunların değeri sulh hukuk mahkemesinin görevine giriyorsa olay bir hadise olarak sulh mahkemesinde çözümlenir. Aksi halde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMUK'nun 567. maddesi hükmü uyarınca on günlük yasal süre verilmelidir. Yasadan doğan bu süre kesin olup kısaltılamaz ve uzatılamaz. Bu süre içinde içerisinde dava açılırsa sonucun beklenmesi, açılmaz ise o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Olayımıza gelince; dava konusu edilen ve satışına karar verilen 25 No'lu parsel üzerinde bulunan tek katlı binanın davalıya ait olduğu iddia edilmiştir. Mahkemece yapılan keşif sonrasında inşaat mühendisi tarafından düzenlenen 25.9.2006 tarihli raporda binanın değeri 16.570.58 YTL olarak belirtilmiştir. Her ne kadar mahkemece binanın aidiyeti konusunda taraf delillerini toplayıp binaya ilişkin belgeleri celp ederek sorunu bir hadise olarak çözmüş ise de yapının değeri itibariyle bu husus sulh mahkemesinin görevi dışında kalmaktadır.O halde mahkemece yapılacak iş yukarda açıklanan esaslar çerçevesinde bina üzerinde hak iddiasında bulunan davalı tarafa bu konuda görevli mahkemede dava açması yönünden HMUK'nun 567.maddesi hükmü gereği süre vererek sonucuna göre bir karar vermekten ibaret iken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir........ (Yargıtay 6. HD 2007/8540 E. 2007/10735 K.)


1086 s. Kanun döneminde böyleydi... 1086 s. Kanun'un 567. maddesinin karşılığı 6100 s. HMK'da var mı? 6100 sayılı HMK'ya da bakmak ve buna göre değerlendirmek gerekir konuyu... Bir bilenin cevap vermesi lazım sanırım