Mesajı Okuyun
Old 11-11-2011, 15:44   #2
av.Tuğba Yazıcı Özbunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

E: 1989/554
K: 1990/12
T: 24.01.1990


DAVA : Taraflar arasındaki. "İhalenin Feshi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (KIZILTEPE İcra Tetkik Mercii) nce davanın reddine dair verilen 9.6.1988 gün ve 1987/17 - 1988/20 sayılı kararın incelenmesi şikayet eden vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 18.11.1988 gün ve 1988/12171 - 13798 sayılı ilamı: (... İ.İ.K. nun 129. maddesi kamu düzeni ile ilgili olup, şikayetin süreye bağlı bulunmaması nedeniyle ihalenin feshine karar verilmek gerekirken isteğin red olunması isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:


KARAR : Şikayetçi banka borçluya ait 5 parça taşınmazın üzerinde mevcut ipoteğe bağlı rüçhanlı alacağı dahi gözetilmeden icra ihalesiyle borçlu ile aynı soyadını taşıyan yakınına usulsüz olarak yapılan satışından zarara uğradığını ileri sürerek şikayet yoluyla ihalenin feshini istemiştir.
Gerçekten ihale, arttırma bedelinin satış isteyenin alacağı ile rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını karşılaması gerektiğini vurgulayan bu bedelle alıcı çıkmaması halinde de satış talebinin düşmesini öngören İc.İf. Kanunun 129. maddesinin buyurucu nitelikteki hükmüne aykırı olarak yapılmıştır.
Bu itibarla davacı (şikayetçi) bankanın satış ilanı içeriğine rağmen rüçhanlı alacağını karşılamayan ihalenin feshini istemede haklı bulunduğu kuşkusuzdur. Uyuşmazlık bu hakkın kullanılmasının süre yönünde İc.İf. Kanunun 134. maddesinin, 2. ve 4. fıkralarından hangisine tabi tutulması icap ettiği noktasında toplanmaktadır. Zira ihale 20.3.1987 tarihinde yapılmış temyize konu dava ise 7 günlük yasal süre geçirildikten sonra 18.5.1987 gününde açılmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, salt ihale konusu taşınmazların niteliklerini ve rüçhanlı alacaklar toplamı ile ihale gününü gösteren satış ilamının davacıya tebliğ edilmiş olması kendisinin katılmadığı belirli günde şartnameye aykırı biçimde ve usulsüz olarak ihalenin yapıldığını öğrendiği anlamına gelemez. Aksine satış memurunun satış ilanında öngörülen satış şartlarına ve özellikle İcra İflas Kanununun buyurucu nitelikteki 129. maddesine aykırı biçimde ihaleyi yapması bozukluk olup bir tür fesattır. Bu itibarla şikayete niteliği gereği İc.İf. Kanunun 134. maddesinin 4. fıkrasındaki sürenin uygulanması icap eder. 7 günlük süre içerisinde mercide şikayette bulunmadığı da kanıtlanmış değildir.
Hal böyle olunca ihalenin feshine karar verilmek gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O itibarla direnme kararı bozulmalıdır.


SONUÇ : Şikayet eden vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 17.1.1990 günü yapılan ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığı için ikinci görüşmede, bozmada oybirliğiyle, nedeninde 24.1.1990 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY YAZISI
İcra İflas Kanununun 134. maddesinde açıklandığı gibi ihalenin feshi Borçlar Kanununun 226. maddesinde yazılı sebelerde dahil olmak üzere yalnız tetkik Merciinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren 7 gün içinde istenebilir. satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya ve ihalede fesada bilahare vakıf olunmuş ise şikayet müddeti ittıla tarihinde başlar.
Tetkik konusu olayda müşteki alacaklıya satış ilanı tebliğ edilmiştir. 134. maddede kendisine satış ilanı tebliğ edildiği halde ihaleye katılmıyan alacaklının, borçlunun veya ilgilinin şikayet süresinin aynı kanunun 129. maddesine dayalı olarak vaki fesih isteğinde ıttıla tarihinden başlıyacağına dair bir hüküm yoktur. Süre ihale tarihinden başlar. İc.İf.K.nun 20. maddesine göre bu kanunun tayin ettiği müddetleri değiştiren bütün mukaveleler hükümsüzdür. Bu itibarla 134. maddedeki süreler mahkemece ve Yargıtayca da değiştirilemez. Bu süreler kamu düzeni ile ilgili olup sukutu hak müddetidir.
İc.İf.K.nun 129. maddesi buyurucu hüküm ifade edip kamu düzeni ile ilgisi yoktur. Bu maddeye aykırı işlem ihalenin feshi şikayetinde bulunmaya hak verebilir. Kendisine satış ilanı tebliğ edilen davacı alacaklının 7 günlük şikayet süresi ihale tarihinden başlar. Merciin davayı süre yönünden red etmesi gerek İc.İf.K. nun 134. gerekse bu husustaki 16.5.1934 tarih 30/10 sayılı içtihadı Birleştirme kararına da uygundur.
Alacaklı vekili satışa başka bir dava nedeni ile muttali olduğunu bildirmiş ise de kendisine satış ilanı tebliğ edildiğinden satıştan haberdar olmadığı ve başka bir dava nedeni ile gıyabında yapılan satışa muttali olduğuna dair beyanı neticeye etkili değildir.
Çoğunluğun kabul şekline göre de davacı alacaklı 987/11 sayılı dava dosyasında tebligat üzerine satışa muttali olduğunu bildirip bu ıttıla tarihi 27.4.1987 olup bu tarihe göre de 18.5.1987 tarihinde açılan dava süresinde değildir.
Netice 20.3.1987 tarihinde yapılan satışa karşı 18.5.1987 tarihinde ikame olunan dava gerek satış ilanının tebliğ delimiş olmasına, gerekse kabul şekli yönünden ıttıla tarihine göre süresinde olmadığını direnme kararının onanması reyindeyim.
İşinize yarar mı bilmem kolay gelsin.