Mesajı Okuyun
Old 09-11-2011, 23:57   #3
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Van'da meydana gelen depremin ardından bir müteahhit ve bir bakan, inşa ettikleri binaların yönetmelik ve düzenlemelere uygun olmadığını, (deniz kumu kullanılmış, demir ve beton kalitesi zayıf, vb..) Van ve çevresinde yıkılan binalardan da çok kötü durumda olduklarını, İstanbul ve çevresinde meydana gelebilecek olası bir depremde yıkılabileceklerini ifade ettiler.

İsim verme gereği duymuyorum, zira konu bir mantalite sorunudur ve şahıslardan bağımsız olarak irdelenmelidir düşüncesindeyim. Merak edenler internette basit bir araştırma ile söz konusu müteahhit ve bakanın kim olduğunu öğrenebilirler.

Söz konusu şahısların ihbar mahiyetindeki bu beyanlarının ardından başlatılabilecek soruşturmalar (bknz: olmayacak duaya amin denmez ) zamanaşımı engeline takılacaksa da, bu engele takılmadan yapılabilecek hiç mi bir şey yoktur?

Değerli görüşlerinizi merak ve ciddiyetle bekliyorum. Saygılarımla..

Sevgili Engin,

İnsani ve toplumsal konularda ne denli duyarlı olduğunu biliyorum.
Yine bu duyarlılıkla açtığın konuya bir katkı yapmak istedim:

Öncelikle bu kişilerin yapmış olduğu binaların yıkılması halinde zamanaşımı bu yapıların tamamlanıp yapı kullanma izninin alındığı tarihten değil yıkılma tarihinden itibaren başlar. Zira, neticesi hareketten ayrılabilen suçlarda zamanaşımı fiille değil neticenin gerçekleşmesi ile işlemeye başlar. Bu sebeple soruşturmalar zamanaşımı engeline takılmaz.

Yine bu kişilerin beyanlarının ihbar olarak kabulü ile TCK.m.170-171 doğrultusunda soruşturma başlatılabileciğini düşünüyorum. Bu maddeler "somut tehlike suçunu" düzenlemektedir. Bahsi geçen binaların yapım aşamalarındaki eksikler sebebiyle genel güvenlik açısından tehlikeliliğinin sürdüğünün tesbit ettirilmesi halinde TCK.m.66/6 uyarınca bu suçlar açısından da zamanaşımı sorunu olmayacağı kanısındayım.

Saygılarımla.