Mesajı Okuyun
Old 05-11-2011, 09:29   #4
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Eugen Huber
Sayın üstadım:
Aslında konu özetle şu:
1. Muris (M), Eylül 2009'da bir muayyen mal vasiyeti yapıyor. Bu vasiyetnamede, adına kayıtlı ikidaireyi iki farklı yeğenine,(Y1 ve Y2) bir dairedeki 1/2 hisessini ise eşinin (ilk kocasından olma oğlu) O'ya (yani üvey oğluna) bırakıyor. Not: Bu vasiyetname ile eşinin saklı payları bertaraf edilmiş.
1. (M), Ocak 2010'da ölüyor. M'nin çocuğu yok. 10 tane yeğeni ve eşi hayatta.. Eşi de Ağustos 2010'da ölüyor. Yeğenlerden biri (Y3) tenkis davası açıyor. Ama bildiğiniz gibi yeğenlerin saklı payı yok. Bu davada davacı: Y3, davalılar ise vasiyet lehdarları Y1, Y2 ve O. Dava derdest.
2. O, bu davanın ilk celsesinde (ama davalı olarak) annesinin payını istediğini belirtiyor (zira tek mirasçısı) ve müstakil bir dava açmak yerine Y3 tarafından açılmış davaya müdahale dilekçesi koyuyor. Not: Bu dilekçe asli değil fer'i müdahale dilekçesi. Zira davanın taraflarına yönelik değil, sadece Y3'ün yanında imiş gibi bir iabare var. Ben Y1 ve Y2'nin avukatıyım.
Bu mümkün müdür demek istedim. Yani tenkis davası açmayarak sadece duruşmada (hem de davalı sıfatıyla) beyanda bulunmak onun talebini değerlendirmeye yeter mi? Harç zaten yatırmamış. Ayrıca (O) bu davada zaten taraf. Taraf olunan bir davaya müdahale dilekçesi konabilir mi?
Ben bunun mümkün olamayacağı cihatle o dilekçeye cevap dahi vermedim. Gerekçem ise: Usulüne uygun bir dava yok ki cevap vereyim.
Bu konuda pek dava almadığım için değerli görüşlerinizi almak istedim.
Yanıtınız için de tekrar teşekkür ederim.
Değerli meslektaşım,
1-Her şeyden önce tenkis davaları, izale-i şuyuu gibi çok taraflı davalardan DEĞİLDİR. Yani, tenkis davasında davacı ve davalı aynı hakları haiz değildir.
Hem davalı olup, hem de bir dilekçe ile davacının yanında yer almak düşünülemez, diye biliyorum.
2- Dediğiniz gibi (M) Ocak 2010 da ölüyor; terekesinin 1/4 ü, hem mülkiyet, hem de de saklı pay olarak (O)' nun annesine, annenin de Ağustosta ölümü ile 1/4 tereke, O' ya kalıyor. Bu gün itibariyle çıkartılmış/çıkartılacak veraset belgesinde O, terekede 1/4 mülkiyet sahibidir.
3- (O) da yeğenlerin saklı pay sahibi olmadıklarını, bu davanın reddedileceğini bilmektedir. Kendine göre, belki de işini sağlama almayı düşünmektedir. Reddedilen davada, hüküm, esasen davacılar adına verilir; müdahil adına verilmez; müdahilin temyiz yetkisi dahi yoktur diye biliyorum.
4- Şu anda tereke, kimin/ kimlerin elinde, dava yanlış açılmıştır diye düşünüyorum; bunun yerine "vasiyet edilen malın teslimi" veya "terekenin taksimi" gibi davalar açılabilirdi.
5- Eğer mahkemece, dava baştan sıfat yokluğundan reddedilmeyipte, işin esasına girilirse, bu tenkis davası uzun seneler sürer. Yargıtayca bozulursa, yine devam. Uyuşmazlıklar nedeniyle de tereke kendi kendisini yer.
6- Öte yandan, O'nun terekedeki miras payı, zamanaşımına veya hak düşürücü süreye uğramayacaktır.
"Davaya müdahale" hakkında elinde ayrıntılı bir örnek karar bulunan meslektaşımız, bunu gönderirse, yararlı olacaktır diye düşünüyorum.
Kolay gelsin...