Mesajı Okuyun
Old 31-10-2011, 01:22   #2
Recep Gürkan KARAKAŞ

 
Varsayılan Yargi YÜkÜnÜn Azaltilmasina YÖnelİk Önerİ

Yargı hizmetlerinin hızlandırılmasından bahsederken, temyiz dosyalarından doğan yargı yükünün ağırlaşması, Danıştay ve Yargıtay Ceza/Hukuk Dairlerindeki birikmelerden kaynaklandığı bilinmektedir. Bu dairlere gönderilen dosya sayısının azaltılması ile hizmetlerin hızlandırılması mümkün olacaktır. Diğer bir deyişle bu yönde hızlı dosya akışını kaynağından azaltarak, daha hızlı ve verimli hukuk hizmeti alınması sağlanmış olacaktır.

Bu önlem için izlenecek yöntem çok basit olmakla birlikte, hukukun işleyişine ve tarafların haksızlıklara uğramasına sebep olmayacak biçimde düzenlenmelidir.
Her hangi bir dosyanın temyize gönderilmesi belli koşullara bağlanmalıdır. Burada temyiz taleplerinin sonucu (bozma/onama)düşünülmeksizin ve genelde zaman kazanmak amacıyla yapıldığı gerçeği göz ardı edilmemelidir. İlgili kanunda yapılacak yeni düzenlemeler ile davacı veya davalı tarafların temyiz için müracaat etmeden önce bir kez daha düşünmelerini sağlamak gerekmektedir. Yerel mahkemelerde sonuçlanan her davanın bir kez de temyize usulen şansını denemek üzere gönderilmesi günümüzde alışkanlık haline gelmiş bulunmaktadır. Çünkü davanın dosyayı temyize gönderen taraf aleyhine bozulması ya da onanması halinde, gönderene hiçbir yaptırım uygulanmamaktadır. Böylece temyizden olumlu dönme olasılığı düşük olan dosyalar bile bir denemek amacıyla zaman kazanmak üzere temyizde incelmeye gönderilmektedir. Ve hatta her iki tarafın da başvurduğu görülmektedir. Taraflardan biri (yerel mahkemede lehine karar verilen) yeterli bulmadığı için acaba daha fazla çıkar elde edilebilir mi düşüncesi ile , diğeri ise (yerel mahkemede aleyhine karar verilen taraf) şansımızı bir kere de temyizde deneyelim karar bozulabilir düşüncesi ile göndermeyi tercih etmektedirler.

Burada alınması gereken önlem; temyize gönderilen dosya sayısını önemli ölçüde azaltacak caydırıcı nitelikler içeren düzenlemelerin yasaya eklenmesi ile mümkün olacaktır. Eğer bir avukat davayı temyize göndermeyi planlıyor ise sonucundan tam emin olmadan göndermeyi düşünmemelidir.

Çünkü getirilmesini önerdiğim yeni düzenleme ile, kararın itiraz eden taraf aleyhine bozulması halinde; temyize başvuranın caydırıcı cezalara çarptırılması, hatta bu durumun belli sayıda tekrarlanması halinde avukatlık mesleğinden men edilmesine kadar giderek ağırlaşan hükümler içermelidir. Temyize gönderilen davanın gönderen taraf aleyhine bozulması ya da kabulü halinde karşı tarafa verilen cezanın 2 misli gibi ağır bir yaptırım ile karşılaşacağını bilen avukatlar, temyize başvurmadan önce müvekkilleri ile bir kez daha görüşmek ve bir kez daha düşünmek zorunda kalacaklardır. Her davayı doğrudan temyize gönderme yolunu seçemeyecek, ancak temyizden gelecek olan kararın (başvuran aleyhine) olumsuz olması halinde, sonuçlarına (ağır yaptırımlara) katlanmayı göze alacak kadar davadan emin olmaları halinde temyize gönderebileceklerdir. Aksi halde yerel mahkemenin verdiği kararla yetinmek zorunda kalacaklardır. Böylece üst mahkemelerin yargı yükü hafifleyecektir.

Adli yargı yükünün ve adalet hizmetlerindeki hız/ kalitenin tartışılmakta olduğu günümüzde, konunun hukukçular tarafından daha da geniş biçemde ele alınarak değerlendirilmesi ve geliştirilmesi umudunu taşımaktayım.

Konunun bu yönü ile değişik bir açıdan ele alınarak tartışılmasının yararlı sonuçlar doğuracağına inanıyorum