Mesajı Okuyun
Old 24-10-2011, 17:44   #11
magistra175

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hukuk işçisi
Belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararı'nda da değinildiği üzere; inanç sözleşmeleri bir yandan mülkiyeti nakil borcu doğurması bakımından tarafları bağlayıcı, diğer yandan, mülkiyetin naklinin sebebini teşkil etmesi açısından tasarruf işlemlerini bünyesinde barındıran sözleşmelerdir. Bu durumda koşulların oluşması halinde taşınmaz mülkiyetini nakil özelliğini taşıdığı kabul edilmelidir.
Paylaştığınız kararın asıl konusu inaç sözleşmelerinin ispat aracı olmaları bakımından özel bir şekil şartına tabi olup olmadığıdır. Bizim tartışma konumuzu ise inaç sözleşmesinin konusunun taşınmaz olması halinde geçerlilik şekli bakımından resmi şekle tabi olup olmadığıdır. Yine paylaştığınız kararın atıf yaptığı İçtihadı Birleştirme Kararında da isabetle belirtildiği üzere "inanç sözleşmeleri... mülkiyetin naklinin sebebini teşkil etmesi açısından tasarruf işlemlerini bünyesinde barındıran sözleşmelerdir. Bilindiği gibi taşınmazların devrine ilişkin sözleşmeler illidir ve bunun sonucu olarak da borçlardırıcı işlemin geçersizliği tasarruf işleminin de geçersizliği sonucunu doğurur. Bu bağlamda kararda da belrtildiği üzere inanç sözleşmeleri bir taşınmazın devrinin sebebini teşkil etme niteliğini haizdir. Durum böyle olunca hala daha inanç sözleşmesinin taşınmaz devrine sebep teşkil ettiği hallerde resmi şekle tabi olmadığını iddaa etmek isabetli değildir. Zira daha önce de belirttiğim üzere MK. m.706'nın da açıkça belirttiği gibi " Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmî şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır." Bu açık hüküm karşısında aksini iddaa etmek ne kadar hukukidir, anlamış değilim açıkçası.