Mesajı Okuyun
Old 22-10-2011, 13:17   #35
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Talabin hukuksal niteliği

AYM.’nin 14.02.1991,E.1990/18,K.1991/4 sayılı kararından:
8 Mayıs 1991 — Sayı : 20865 RESMİ GAZETE

“ C - A T I K SULAR K A R Ş I L I Ğ I A L I N A C A K
B E D E L İ N N İ T E L İ Ğ İ :


Sorun, atık sular karşılığı olarak bir tarifeye ve hizmetten yararlananla
İ S K İ arasında yapılan sözleşmeye göre alınan ücretin, vergi,, resim, harç ve benzeri malı" yükümlülük olup olmadığından kaynaklanmaktadır.


Konunun açıklığa kavuşturulabilmesi için, vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülük kavramlarının tanımına gidilmesinde yarar görülmüştür.
Bilindiği gibi vergi; kamu giderlerini karşılamak amacıyla yasalarla gerçek ve tüzelkişilerden malı" güçlerine göre istenen bir yükümlülüktür.
Devlet bu yolla, kamu giderlerini karşılamak için ya da malı" politika nedeniyle piyasa ekonomisinden bütçeye gelir aktarmaktadır.
V e r g i, belirli bir hizmetten doğrudan yararlanma karşılığı olmayıp, tüm kamu hizmetleri için yapılan giderlere ortak katılma payını anlatır.
Harç; 492 sayılı Harçlar Yasası'nda tanımlandığı üzere "fertlerin özel
menfaatlerine ilişkin olarak, kamu kurumları ve hizmetlerinden yararlanmaları k a r ş ı l ı ğ ı n d a yaptıkları ödemelerdir." Bu tanıma göre, bir hizmetin harç konusu olabilmesi için, kişilerin bir kamu kurumundan ya da hizmetinden yararlanmaları, kendilerine kamu eliyle özel bir yarar sağlanması gerekir.
Resim de; harca benzer bir biçimde, devlet dairelerinde ve kamu
k u r u l u ş l a r ı n d a görülen hizmetin ve yapılan giderlerin karşılığında yalnız o işle ilgili olarak gerçek ve tüzelkişilerden sağlanan gelirlerdir.
V e r g i , resim, harç benzeri mali yükümlülük ise; kişilerden, kimi kamu hizmetleri karşılığında ya da bir hizmet karşılığı olmaksızın kamu gücüne dayanılarak alınan paralardır.
V e r g i , resim, harç ve benzeri malı" yükümlülüklerin ortak özellikleri, kamu gücüne dayanılarak tek taraflı iradeyle salınmaları, gereğinde zorla alınmaları ve bir yasayla konulmalarıdır.
Örneğin, Anayasa Mahkemesi, çarşı ve, mahalle bekçilerinin kamu hizmeti y a p t ı k l a r ı n d a n ve bu nedenle onlara hizmetleri karşılığında ödenen paraların kamu gideri olduğundan söz ederek, bu gideri karşılamak için alınan paraları vergi benzeri malı" yükümlülük olarak nitelendirmiştir. (26.10.1965 günlü. E s a s : 1965/25, K a r a r : 1965/57 sayılı karar). Anayasa Mahkemesinin, başka bir kararında, (31 .3. 1987 g ü n l ü . Esas:1986/20, Karar: 1987/9 sayılı) "Belediye ve mücavir alan sınırları içindeki yer altı sularından kamu ve özel kişiler tarafından elde edilen kullanma ve sanayi suları için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre, "ücret" adı altında alınan
paranın, bir hiimet veya malın karşılığını oluşturmaması, maliyet-kir esasına göre belirlenmemesi ve kamu gücüne dayanılarak tek taraflı irade ile tespit olunması açısından, belediyeler için vergi benzeri malf kaynak oluşturduğu a ç ı k t ı r . Bu ödemenin tarifeye bağlanması ve adına ücret denilmiş olması onun bu niteliğini değiştirmez."
Öte yandan, Anayasa Mahkemesi, karayollarından, köprülerden alınan
geçiş parası, su elektrik, havagazı, demiryolları, hava yolları, kimi hastahane ücretleri gibi, ekonomik koşullara göre oluşturulan ve tesislerin bakımını, idaresini ve yeni yatırımlar yapılmasını sağlamak için yapılan ödemeleri, belirli
kamu hizmetleri karşılığında kişilerden alınan resim, harç ve benzeri
malı" yükümlülüklerden ayrı kabul etmiştir. (18.2.1985 günlü. Esas: 1984/9, K a r a r : 1985/4 sayılı karar.)
V e r g i benzeri malı" yükümlülüklerin en belirgin özellikleri. Anayasa Mahkemesi'nin örnek kararlarında da belirtildiği gibi, genellikle, bir kamu hizmeti karşılığında kamu gücüne dayanılarak tek taraflı yükletilmeleri, harç ve resime göre, daha çok ücret görünümünde olmalarıdır.
A t ı k su bedeli, kullanılmış suların uzaklaştırılması karşılığında yapılacak bir tarifeye ve abonman sözleşmesine göre alınmaktadır. Başka bir deyişle, idareyle kişi arasında sözleşmeyle alacak-borç ilişkisi doğmakta, ödenecek miktar İ S K İ ile kişi arasında abonman sözleşmesiyle özel hukuk ilişkisi kurulmasından sonra yapılan hizmet karşılığında maliyet-kir esasına göre belirlenmektedir.
Ödemenin hukuksal dayanağı, kamu gücüne değil, tarifeye ve iki taraf arasında yapılan abonman sözleşmesine dayanmaktadır. Nitekim, ödemelerin yapılmaması durumunda İSKİ alacağını. Amme Alacaklarının Tahsili Hakkındaki Yasa'ya göre değil, özel hukuk ilişkisi içinde ilgili yasaya göre alacaktır. Abone ile İstanbul S u ve Kanalizasyon İdaresi ( İ S K İ ) arasında yapılan abonman sözleşmesi, daha çok "tip" sözleşme görünümündedir. Hizmetten yararlanan kişinin, sözleşmeyi idareyle birlikte düzenlemesi yerine katılımı (iltihakı) söz konusudur. Ancak bu durum, idareyle kişi arasında kurulan özel hukuk ilişkisini, kamu hukuku i l i ş k i s i ne dönüştürmez. Çünkü, birçok durumda hizmetin tekel niteliği ve çok kişiye götürülme zorunluluğu, işin, çoğunlukla, tip sözleşmelerle ve kişilerin katılımıyla gerçekleşebilmesini olanaklı kılmaktadır.
Öte yandan, abonman sözleşmelerinin, yeni öznel, bireysel ve hukuksal durumlar yaratmak karakter ve gücünde olmadığı, bu tasarrufların, gerçekte
nesnel kurallarla belirlenen konumu (statüyü) içerdiği, idarenin dahi bu kurallara bağlı olduğu ve onu değiştiremeyeceği, abonenin bu sözleşmeyi kabul ettiğine i l i ş k in irade beyanının, bireysel hukuksal durum doğuran öznel bir işlem olmayıp, bir konuma katılımı gerektiren koşul tasarruf olduğu ileri sürülebilir. Bu savda gerçek payı bulunsa da, bu eleştiri, çok kez özel hukuktaki katılım sözleşmeleri için de yapılabilir. Atık suların uzaklaştırılması işinin bir yerde kamu hizmeti niteliğini taşıması ve bu hizmetin, belediyenin bir kuruluşu olan İ S K İ tarafından yerine getirilmesi, kimi düzenlemelerin yasayla yapılmasını gerektirmiş, hizmetin esasları yasal kurallarla düzenlenmiştir. Ancak yine de, idare, yasanın belirlediği kâr oranından aşağı olmamak üzere kârlılık ve verimlilik ilkelerine ve özel hukuk kurallarına göre hizmeti yürütmek durumundadır. Yapılan sözleşme, aboneyle İSKİ arasında bir özel hukuk ilişkisi oluşturmaktadır. Hizmetten yararlanabilmek için abonelerin idare tarafından düzenlenmiş tip sözleşmeye katılmaları bu sözleşmelerin özel hukuk sözleşmesi olma niteliğini etkilemez.
A ç ı k l a n a n nedenlerle, atık suların uzaklaştırılması karşılığında alınan ücretlerin vergi, resim, harç benzeri malı yükümlülük olarak kabul edilmemesi g e r e k i r.”