Mesajı Okuyun
Old 19-10-2011, 09:01   #2
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.EA
Yargıtayın yukarıda belirttiğim kararına ihtiyacımız var. Bir kitabın dip notunda bulduğumuz bir karardır, fakat içeriğini şu ana kadar bulamadık. Yardımcı olacak meslektaşlarıma şimdidien tşkler.

T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
ESAS:1996/2843 KARAR:1996/3033 TARİH:27.03.1996

o ŞUFALI PAYIN İPTALİ VE TESCİLİ İSTEMİ
o BEDELDE MUVAZAA İDDİASI
o İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ
o KEŞİF
o ÖNALIM BEDELİNİN TESPİTİ
Özet :Davacı tapuda belirlisatışın gerçekte belirtilenbedelle yapılmadığını, gerçeksatış bedelinin dahadüşük olduğunu iddiaetmiştir. Davacı buakdin tarafı olmadığındanbedelde muvazaa iddiasınınher türlü delilleispat etme imkanınasahiptir. Fakat davacıbu konuda hiçbirdelil getirmeden normalsatış bedelinin neolması gerektiğinin keşfensaptanmasını istemiştir. Gerçektenyapılan keşifte bilirkişilerbir kısım verileredayanarak payın değerinindaha düşük olabileceğinibelirtmişlerdir. Ancak tapudakibedelin muvazaalı olduğunuiddia eden davacınıngerçek bedelin neolduğunu bildirmesi, bunudelillerle kanıtlaması zorunludur.Keşfen ve bilirkişilerintahmin ve takdirleriylesaptanabilecek değer muvazaaiddiasının kanıtlanmış sayılmasınayeterli olamaz. Esasendavalı kendi özeldurumu nedeniyle yüksekbedelle bu yerialdığını ifade etmiştir.Bu nedenlerle tapudabelirli satış bedeliile tapu masraflarıtutarının depo edilipedilmeyeceğinin yani obedelle hakkın kullanılıpkullanılmayacağının davacıdan sorulmasıve kullandığı takdirdebu bedelin depoettirilmesi, muvazaa iddiasıispatlanmadığı halde yazılışekilde hüküm verilmesihatalı olmuştur.

YARGITAY İLAMI

Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı şufa davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, şufalı payın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.

Şufalı payın 4.5.1994 tarihinde davalıya satılması üzerine bu satıştan 9.6.1994 tarihinde muttali olunduğu iddia edilerek 15.6.1994 tarihinde işbu dava açılmıştır. Davalı hak düşürücü sürenin geçirildiğini savunmuş ise de bu savunma kanıtlanamamış olduğundan davanın
nde açıldığının kabulü doğrudur.

Davacı 9.4.1994'de 350 milyon TL bedelle yapıldığı tapuda belirli satışın gerçekte o bedelle yapılmadığını, gerçek satış bedelinin daha düşük olduğunu iddia etmiştir.Davacı bu akdin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasının her türlü delille ispat etme imkanına sahiptir. Fakat davacı bu konuda hiçbir delil getirmeden normal satış bedelinin ne olması gerektiğinin keşfen saptanmasını istemiştir. Gerçekten yapılan keşifte bilirkişiler bir kısım verilere dayanarak payın değerinin 150 milyon civarında olabileceğini belirtmişlerdir.Ancak tapudaki bedelin muvazaalı olduğunu iddia eden davacının evvelemirde gerçek bedelin ne olduğunu bildirmesi, bunu delillerle kanıtlaması zorunludur. Keşfen ve bilirkişilerin tahmin ve takdirleriyle saptanabilecek değer muvazaa iddiasının kanıtlanmış sayılmasına yeterli olamaz. Esasen davalı kendi özel durumu nedeniyle yüksek bedelle bu yeri aldığını ifade etmiştir. Bu nedenlerle tapuda belirli satış bedeli ile tapu masrafları tutarının depo edilip edilmeyeceğinin yani o bedelle hakkın kullanılıp kullanılmayacağının davacıdan sorulması ve kullandığı takdirde bu bedelin depo ettirilmesi, muvazaa iddiası ispatlanamadığı halde yazılı şekilde hüküm verilmesi hatalı olmuştur.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27.3.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.