Mesajı Okuyun
Old 10-10-2011, 00:29   #4
Ceşenkul

 
Varsayılan

İlgileriniz için teşekkürler

Takdir edersiniz ki soru ve sorunları kısa ve öz olarak anlatmaya çalışırken arka plandaki düşünce ve olasılıkları dile getiremiyoruz. Tahmin edebileceğiniz gibi işimize yarayacak bilgi ve katkıların peşindeyiz.

Kira konusu her ne kadar sözleşme serbestisi gereğince taraflara özgürlük tanınsa da zaman zaman kamu müdahalesine ve kimi sınırlamalara açık bir alan. Kira sözleşmesinde kararlaştırılan artışın sadece sözleşmenin yenilendiği ilk dönem için geçerli olacağı kuralı emredici bir kanun maddesine değil Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına dayanıyor. Emredici bir hukuk kuralı olsaydı işim kolaydı; kamu düzeni v.s.

Tamamen farklı bir açıdan bakarsak kanunu bilmemek mazeret sayılmaz ama belki de Yargıtay içtihatlarını bilmemek mazeret sayılabilir. Basiretli bir tacir tüm Yargıtay içtihatlarını bilmek zorunda mıdır?

Pek çok kira sözleşmesinde yenilenen dönemin ardından kiralayanın tespit davası açmasına gerek kalmadan taraflar uzlaşarak kira bedelini tespit edebiliyor. Söz ettiğim olayda da bunun ileri sürülmesi oldukça makul.

Ancak müvekkil (kiralayanla anlaşarak değil)sözleşmedeki artış şartının geçerli olduğunu düşünerek kiraları artırmış. Oysa ilk dönemden sonra bu artış şartı geçerli değil.

Artış şartının kira ilişkisini katlanılmaz hale getirmesinden söz etmiyorum. Kiracının tek taraflı fesih hakkı da işimize yaramıyor.

40 kişinin çalıştığı bir işletme sözkonusu; yanıt ve çözüm bekleyen çok kişi var. Şansımı zorlamak zorundayım.
Sorumu umutsuzca tekrarlıyorum:
Kiralayan geçersiz artış şartına rağmen kiracının fiili ödemelerine dayanarak kazanılmış bir hak elde eder mi?
Ya da kiracı geçersiz artış şartına rağmen kiraları buna göre ödüyor diye bu artış şartı geçerlilik kazanır mı?