Mesajı Okuyun
Old 07-10-2011, 14:10   #2
Engin Özoğul

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/12275
K. 2004/12606
T. 11.11.2004
DAVA : Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları mahfuz tutularak 150.000.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı-davalı tarafından temyiz edilmiştir.


Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

KARAR : Davacı dilekçesinde,davalı Belediyenin semt pazarı olarak haksız işgal ettiği yer için 29.11.1994-24.9.2002 arasında tahakkuk eden 150.000.000.000 lira ecrimisil bedelinin tahsilini istemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 115 936 198 588 lira ecrimisilin tahsili cihetine gidilmiş olup,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir.

Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; 25.5.1938 tarih 29/10 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ecrimisil davaları 5 yıllık zamanaşımına tabidir.

Kural olarak, zamanaşımı ilk itirazlardan olmadığından duruşmanın her aşamasında ileri sürülebilir.Ancak, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 202 mad/12 f. hükmüne göre davacı muvafakat etmeksizin davalı savunmasını genişletemez ve değiştiremez.O halde bu davada öncelikle süresi geçtikten sonra yapılmış bulunan zamanaşımı define davacının muvafakatinin bulunup bulunmadığı üzerinde durulmalıdır.

Somut olayda;davalı (cevap süresinden sonra verdiği) 2.12.2003 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmuştur.Davacı vekili ise; savunmanın genişletilmesine karşı koymamıştır.Öyle ise mahkemece;zamanaşımı defi süresinde kabul edilerek incelenmesi gerekir. Dava tarihinden geriye doğru beş yıllık ecrimisile hükmedilmesi gerekirken fazlaya hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.