Mesajı Okuyun
Old 05-10-2011, 21:39   #1
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan Biraz karışık bir miras hukuku problemi ..

İyi geceler meslektaşlarım,

Bakıma muhtaç, 84 yaşında vefat eden murisin çocukları, torunları, anne veya babası, eş ve kardeşleri hayatta değildir. Mirasçı olarak kardeş çocukları ve kardeş torunları bulunmaktadır. Muris tek başına Anadolu’da bir köyde yaşamaktadır ve 3 adet taşınmaz ile bankada bulunan bir miktar parasını, 2009 yılı nisan ayında noterde düzenlemiş olduğu vasiyetname ile, kardeş çocuklarından birinin eşine bırakmıştır. Murisin vasiyetin düzenlendiği şehirdeki tek akrabası bu kardeş çocuğudur. Diğer tüm mirasçılar İstanbul ve çevre illerde ikamet etmektedir. Tahmin edileceği üzere murisin asıl iradesi ölünceye kadar bakma sözleşmesidir. Vasiyetnamedeki sağlık ocağından verilen rapor tarihi vasiyetname ile aynı tarihlidir.

Vasiyetname tanziminden sonra, köydeki evinde bulunan eşyaları ile birlikte, lehine vasiyet düzenlenen ve köye 15 km mesafede bulunan ilçe merkezinde yaşayan kişinin evine yerleşmiş, ne var ki eski toprak olan muris 15 gün kadar sonra tekrar evine dönmek istemiş ve tek başına dönmüştür. Tabi evde eşyasız ve tek başına, bakıma muhtaç olarak yaşayamayan muris 1-2 ay sonra, kendi isteği ile bakım evine yerleşmiştir. Gebze’de yaşayan yasal mirasçılardan biri, bir müddet sonra murisi alarak 1 ay kadar kendi evinde bakmış, sonrasında İstanbul’da yaşayan bir başka mirasçıda 1 ay kadar kendi evinde murise bakmıştır. Bu mirasçı, “ben sana ölünceye kadar bakarım, bankadaki parayı bana ver” demiş, önce parayı veren muris, akabinde tekrar parayı isteyince bu mirasçı da murisi götürüp tekrar köydeki evine bırakmıştır. (Muris parayı geri almıştır) Bir müddet sonra İstanbul’dan giden bir başka muris ben sana bakacam diyerek, daha önce düzenlenen vasiyetnamedeki taşınmazlardan birinin tescilini almış, ancak murisi almayarak geri dönmüştür. Tüm bu yaşananlara daha fazla dayanamayan muris, bu tescil tarihinden 15 gün kadar sonra üzüntüden vefat etmiş, tek başına yaşaması nedeni ile cesedi 20 gün kadar sonra evinde bulunmuştur. Vefat üzerine harekete geçen noterlik durumu mahkemeye bildirmiş, mahkemede vasiyetnamenin okunması için gün belirlemiştir.

Sorular:

1-Vasiyetnameden sonra, vasiyette bulunan taşınmazlardan birinin başkasına satış gibi gösterilerek tescili vasiyetnameyi hükümsüz hale getirir mi? Bu gerekçe ile iptal talep edilebilir mi?

2-Asıl iradenin ölünceye kadar bakma sözleşmesi düzenlemek olduğunun iddia edilmesi ve olayların kronolojik olarak izah edilmesi, tanık delili ile ortaya konması durumunda vasiyetnamenin iptali kararı verilebilir mi?

3-Sonradan satış gibi tescil edilen taşınmaz esasen bedelsiz bağış olması nedeniyle, bu mirasçı aleyhine, muvazaa nedeniyle tapu iptal tescil talepli ayrı bir dava mı ikame etmek gerekir? (Çünkü bu kişi aynı zamanda mirasçı olduğundan vasiyetnamenin iptali talepli duruşmada davacı sıfatı bulunmaktadır diye düşünüyorum)

4-HMK çerçevesinde, Vasiyetnamenin okunacağı Sulh Hukuk Mahkemesindeki duruşmaya katılmayan mirasçıların itiraz hakları düşer mi? (Vasiyetin iptali davasında zorunlu dava arkadaşlığı olması nedeniyle, tüm mirasçılar tarafından açılması gerektiğini düşünüyorum, çelişki olmuyor mu?)

5-Murisin ilerlemiş yaşı nedeniyle fiil ehliyetinin bulunmadığı iddiası ile iptal talepli dava açmayı düşünüyordum ancak murisin rutin olarak kullandığı hiçbir ilaç ve tedavi yok. Bu durumda Adli Tıp nasıl ve hangi bilgi, belge doğrultusunda inceleme yapacaktır?

Saygılarımı sunar, sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim