Mesajı Okuyun
Old 03-10-2011, 13:40   #5
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Bella OKTAY
Merhabalar,

Biraz karışık bir dava hakkında soru yöneltmek istiyorum. Şöyle ki;

Müvekkilimiz bir boşanma davası açmıştır.
Müvekkilimizin eşi de aşağı yukarı aynı tarihlerde başka bir boşanma davası ikame etmiştir.

Eşinin başka bir dava ikame ettiğini duyan müvekkilimiz davasından feragat etmiş ve ardından bize başvurmuştur.

Sorum şudur;

Eşinin açtığı davada davalı olan müvekkilimizin davasından feragat etmiş olması, davacı yan tarafından ilk davadaki taleplerinden feragat ettiği ve bu davada bunları ileri süremeyeceği; dolayısıyla velayet ve nafaka taleplerinde bulunamayacağı şeklinde yorumlanmıştır.

Bu yorum doğru mudur?

Ben şahsen yorumu yanlış buluyorum, ancak yine de fikirlerinize danışma ihtiyacı duydum.

Beni aydınlatan herkese şimdiden teşekkür ederim.

Feragat eden davacının feragat davasında ileri sürdüğü olguları ve netice-i talebini işbu davada ileri sürüp onlara dayanamayacağı kanısındayım. Meğer ki, davacı da aynı olgulara dayalı dava açmış bulunsun...

Zira davalı, davadan feragat etmiş olmakla, dava konusu yaptığı hususları hoşgörmüş, affeylemiş sayılmalıdır. Yine, boşanmaya ilişkin feri nitelikli taleplerde feragat nedeniyle ileri sürülemeyecektir.

Bilindiği gibi feragat yalnız mevcut davadan değil, o dava ile istenen haktan da vazgeçme (maddi/manevi tazminat, katkı payı, katılım alacağı, eşya vs...) anlamına gelir. Davadan feragat neticesinde feragate konu teşkil eden hak tamamen düşer ve artık bir daha dava konusu yapılamaz.

Bunun istisnasını ise TMK.m.169 ve 182 oluşturmaktadır.

Saygılarımla.