Mesajı Okuyun
Old 01-10-2011, 14:39   #3
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/11387
Karar: 2006/13272
Karar Tarihi: 28.12.2006
 
ELATMANIN
ÖNLENMESİ DAVASI - BAĞIMSIZ BÖLÜME EL ATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL TALEBİ - KİRA SÖZLEŞMESİNİN DAVALI İLE PAYDAŞLARDAN BİRİ ARASINDA YAPILMIŞ OLMASI - İCZAET İDDİASINDA BULUNULMAMIŞ OLMASI - DAVANIN KABULÜ GEREĞİ
ÖZET: Somut olayda, kira sözleşmesinin paydaşlardan Ö. ile davalı arasında yapıldığı, diğer paydaşların sözleşmede yer almadıkları görülmektedir. Öte yandan, yapılan kira aktine davacılar ve dava dışı iştirakçilerin icazet verdiği iddia edilmiş de değildir. Mahkemece geçerli bir sözleşmenin bulunmadığı gözetilmek suretiyle el atmanın önlenmesi isteği ile belirlenecek ecrimisil yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.
 
(4721 S. K. m. 702)
Dava: Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanlarından intikal eden 2 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından haksız olarak işgal edildiğini, davalının mirasçılardan Ö. ile yaptığı kira sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuşlardır.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının taşınmazı kira sözleşmesine dayalı olarak kullandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi U.Ş.'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Dava, bağımsız bölüme el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 610 ada 2 parseldeki 6 nolu bağımsız bölümün dava dışı kişilerle birlikte davacıların 22.11.2004 tarihinde ölen miras bırakanları M. adına kayıtlı olduğu, davalının çekişme konusu taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak, taşınmazı tasarruf ettiği anlaşılmaktadır. Davacılar, davalının taşınmazı haklı ve geçerli bir nedeni bulunmaksızın el attığını ileri sürerek eldeki davayı açmışlar; davalı kiracılık savunmasında bulunmak suretiyle davaya karşı çıkmıştır.
Gerçekten de davalının, davacıların miras bırakanı M.'nin mirasçılarından olan Ö. ile miras bırakanın ölümünden sonra 01.12.2004 tarihinde 2 yıl süreli kira sözleşmesi yaptığı dosya kapsamı ile sabittir.
Taşınmazın miras bırakan adına kayıtlı payı, elbirliği mülkiyetine tabidir. Türk Medeni Kanunu'nun 702 vd. maddeleri uyarınca bu tür mülkiyette geçerli bir kira sözleşmesinden bahsedebilmek için tüm paydaşların sözleşmeye katılımı zorunludur. Tüm paydaşların katılmadığı kira sözleşmesinin hukuken geçerli olamayacağı tartışmasızdır.
Oysa somut olayda, bahse konu kira sözleşmesinin paydaşlardan Ö. ile davalı arasında yapıldığı, diğer paydaşların sözleşmede yer almadıkları görülmektedir. Öte yandan, yapılan kira aktine davacılar ve dava dışı iştirakçilerin icazet verdiği iddia edilmiş de değildir.
Öyle ise, mahkemece geçerli bir sözleşmenin bulunmadığı gözetilmek suretiyle el atmanın önlenmesi isteği ile belirlenecek ecrimisil yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir.
Sonuç: Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı