Mesajı Okuyun
Old 29-12-2006, 09:19   #4
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Hepimiz kabul ediyoruz ki duygusal varlıklarız.Elimize iğne batsa canımız acır ve kanımız akar.Fakat kalbimiz kırıldığı,zarar gördüğü zaman maalesef kanamaz,kanasa bile içimizde olur herşey.Kimi insan vardır ki zehrini,acısını dışarı atabilir ve kimi insan vardır ki içinde yaşar herşeyi.Acıyı,mutluluğu.Seçim bizimdir yalnız kalmak ya da kalabalığa karışmak.Kalabalıklarda kaybolmaktan korkanlar seçer yalnızlığı.Belki bu bir savunma mekanizması belkide korunma içgüdüsüdür.
Hayat kimseye güzel anlar sunmuyor,ömrümüz sınavlarla geçiyor.Başarısızlıklarda pes edip kaçmak yanlış.Helede hayattan kaçmak,yaşamı terketmek daha da yanlış.
İntihar eğilimi bence tamamen tedavi gerektiren bir hastalık.Sayın Darc ın dediği gibi entellektüel kesim için konuşmak doğru değil.Baktığımız zaman intihar vakaları genelde gelir düzeyi düşük,hayattan beklentisi kalmayan maalesef zor şartlar altında yaşayan insanlarda yoğunlukta.Okumuş,iş-güç sahibi,sorumluluklarının bilincinde olan insanlar farklı alanlara kayarak hayatlarını bir şekilde yönlendirebilmekte.
Benim şahsi kanaatim,herkes hayatının bir evresinde sıkıntıya düşsün yahut düşmesin psikolojik destek almalıdır.
Yaşadığım şehirde maalesef psikolojik danışmanlık yapacak kimse yok ve var olan hekimlerin hepsi ilaçla tedavi yolunu seçmekte.Her şehirde kentte yahut kırsal da insanları yönlendirecek,rahatlamalarını sağlayacak ücretli yahut ücretsiz(ki gelen hastanın ekonomik durumuna göre)psikologların bulunması şart.
Saygılarımla...