Mesajı Okuyun
Old 30-09-2011, 09:23   #13
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/11394
K. 2010/15020
T. 23.9.2010
• GAYRİMENKUL ALIM-SATIM VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ ( Bir Taşınmaz Malın veya Payının Mülkiyetinin Başkasına Devri ya da Devir Vaadini İçeren Sözleşmelerin Geçerli Sayılması Resmi Şekilde Yapılmasına Bağlı Olduğu )
• RESMİ ŞEKİL ( Gayrimenkul Alım-Satım ve Komisyon Sözleşmesi - Bir Taşınmaz Malın veya Payının Mülkiyetinin Başkasına Devri ya da Devir Vaadini İçeren Sözleşmelerin Geçerli Sayılması Resmi Şekilde Yapılmasına Bağlı Olduğu )
• TAŞINMAZ SATIŞ SÖZLEŞMESİNİN ŞEKLİ ( Başkasına Devri ya da Devir Vaadini İçeren Sözleşmelerin Geçerli Sayılması Resmi Şekilde Yapılmasına Bağlı Olduğu - Geçerli Olmayan Taşınmaz Satış Sözleşmesine Dayanılarak Cezai Şart İstenilemeyeceği )
• CEZAİ ŞART ( Geçerli Olmayan Taşınmaz Satış Sözleşmesine Dayanılarak Cezai Şart da İstenilemeyeceği - Zira Cezai Şart Asıl Borca İlişkin Feri Haklardan Olduğu/Asıl Borç Hükümsüz Olunca Cezai Şart da Hükümsüz Olduğu )
818/m.213
1512/m.60
2644/m.26
4721/m.634

ÖZET : Dava, tapulu taşınmazın “gayrimenkul alım-satım ve komisyon sözleşmesi” başlıklı adi senetle satışının kararlaştırılmasından kaynaklanmaktadır. Bir taşınmaz malın veya payının mülkiyetinin başkasına devri ya da devir vaadini içeren sözleşmelerin geçerli sayılması BK.213. Tapu Kanunu 26, MK. 634, Noterlik Kanunu 60. maddesi uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlik koşulu olup, kanun düzenine ilişkindir ve doğrudan göz önünde tutulur. Taraflar arasındaki sözleşme resmi şekilde düzenlenmemiş bulunduğundan hukuken geçerli değildir. Geçerli olmayan taşınmaz satış sözleşmesine dayanılarak cezai şart da istenilemez. Zira cezai şart asıl borca ilişkin feri haklardandır. Asıl borç hükümsüz olunca, cezai şart da hükümsüzdür. Taraflar ancak verdiklerini haksız iktisap kuralları uyarınca geri isteyebilirler. Davalı satış bedeline mahsuben peşin ... TL'yi aldığını kabul ettiğine göre bu miktarın kabulüne karar verilmesi gerekir. Mahkemece açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda peşin ödenen paranın tahsili gerekir.

DAVA : Dava dilekçesinde 11.900 lira alacak faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, 29.11.2008 tarihli sözleşme ile davalıdan taşınmaz satın aldığını, davalıların sonradan satmaktan vazgeçtiğini öne sürerek, sözleşme uyarınca 7500 TL tazminat, 2000 TL davalı Ergun S.'ya elden teslim edilen, 1.000 TL cezai şart, 1.400 TL Emlak komisyoncusuna ödenen miktar olmak üzere toplam 11.900 TL alacağın ve munzam zarar kapsamında bankadan çekilen kredinin yasal faizinin davalılardan tahsiline karar verilmesine istemiştir.

Davalılar, yersiz olan davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece satıştan davacının caydığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1- ) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2- ) Dava, tapulu taşınmazın “gayrimenkul alım-satım ve komisyon sözleşmesi” başlıklı adi senetle satışının kararlaştırılmasından kaynaklanmaktadır. Bir taşınmaz malın veya payının mülkiyetinin başkasına devri ya da devir vaadini içeren sözleşmelerin geçerli sayılması BK.213. Tapu Kanunu 26, MK. 634, Noterlik Kanunu 60. maddesi uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlik koşulu olup, kanun düzenine ilişkindir ve doğrudan göz önünde tutulur. Taraflar arasındaki 29.11.2008 tarihli sözleşme resmi şekilde düzenlenmemiş bulunduğundan hukuken geçerli değildir. Geçerli olmayan taşınmaz satış sözleşmesine dayanılarak cezai şart da istenilemez. Zira cezai şart asıl borca ilişkin feri haklardandır. Asıl borç hükümsüz olunca, cezai şart da hükümsüzdür. Taraflar ancak verdiklerini haksız iktisap kuralları uyarınca geri isteyebilirler. Davalı satış bedeline mahsuben peşin 2000 TL'yi aldığını kabul ettiğine göre bu miktarın kabulüne karar verilmesi gerekir. Mahkemece açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda peşin ödenen paranın tahsili gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.09.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.