Mesajı Okuyun
Old 28-09-2011, 11:21   #4
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın YİĞİT,

Alıntı:
Yazan Av.İbrahim YİĞİT
...Yukarıdaki kararda koyu ile ve altı çizili kısımdaki ibare doğrultusunda, müteselsil borçlu olan adi ortaklık ortaklarından her hangi birinden tahsilat yapılmak ve ibra etmek durumunda diğerlerinden hak talep edilemeyeceği mi, yoksa bu durumda ibra halinde ibranın yalnız o ortak açısından geçerli olup, diğerlerine karşı talepte bulunmamı engellemeyeceği mi anlaşılmalı, onu çözmeye çalışıyorum

Diğer taraftan bu şerik ile anlaşmam ve tahminen davadaki taleplerimin altında bir meblağın 1/4 lük kısmını almam halinde "diğerlerinin zararına olarak müteselsil borçlulardan birinin vaziyetini iyileştirdiğim" sonucu çıkar mı, bu da 2. sorun oluyor...
Öncelikle; kararı ekleme sebebim, sizin davanın konusu hakkında bilgi vermemeniz idi. Müteselsil borçlu adi ortaklık şeriklerine, "zorunlu dava arkadaşı" dediğiniz için; "şayet bir para alacağı söz konusu ise müteselsil borçlu davalı adi ortaklık şerikleri arasında "zorunlu dava arkadaşlığı" değil, ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusudur" demek istemiştim (BK m.142: " Alacaklı müteselsil borçların cümlesinden veya birinden borcun tamamen veya kısmen edasını istemekle muhayyerdir. Borcun tamamen edasına kadar bütün borçluların mesuliyeti devam eder.").

Konunuza gelecek olursak;
Müteselsil borçlulardan herhangi birinden tahsilat yapılması:

BK m. 145 mucibince; ödemeyi yapan bu müteselsil borçlu,
"tediyesi ile borcun bir kısmını ıskat etmiş" olur ve "sakıt olan borç nispetinde, diğer borçluları da kurtarmış olur". Yani örn: toplam borç 100 TL ise; müteselsil borçlulardan biri, alacaklıya 30 TL ödese; borç, 30 TL için ıskat olur ve bundan diğer müteselsil borçlular da yararlanacağından, toplam borç 100-30=70 TL kalır. Başka bir deyişle, bu 30 TL ödemeden sonra, alacaklı lehine 100 TL ya değil 70 TL ya hükmedilecektir. Burada 30 TL ödeme yapan müteselsil borçlunun, alacaklıya karşı sorumluluğu son bulmaz; yaptığı ödeme "iç ilişkide" rücu yönünden önemlidir.

İbraname konusunda ise; akdettiğiniz ibra sözleşmesinin, "hakkın özünden tamamen feragat" mi, "kısmen ifa yerine geçen ödemenin belgesi" mi olduğu değerlendirilir. Şayet kısmen ifa yerine geçen ödeme belgesi şeklinde değerlendirilirse borçluların sorumluluğu da devam edecektir. Değerlendirme yapılırken esas alınan kriterlere bir örnek: Yargıtay HGK, 06.02.2008, Esas: 2008/21-53, Karar: 2008/107: "...
Yukarıda belirtilen bu maddi ve yasal olgular gözetildiğinde, Özel Dairenin bozma kararında belirtilen inceleme ve araştırmalar yapılarak, ivazlar arasında açık bir nispetsizliğin bulunması halinde, ibranamenin ancak makbuz niteliğinde bir belge olarak kabulü ile içeriğinde yazılı ödemenin tespit olunacak tazminat tutarından; indirilerek, kalanının tahsiline karar verilmesi gerekir. Aksinin tespiti halinde ise istemin reddine karar verilmelidir. Hukuk Genel Kurulunun 29.03.2006 gün ve 2006/982-118, 02.07.2003 gün ve 2003/21-440-440 sayılı kararlarında bu ilkeye değinilmektedir..."

Saygılar...