Mesajı Okuyun
Old 27-09-2011, 15:45   #2
üye32062

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

19.Hukuk Dairesi
Esas: 2001/7703
Karar: 2002/6038
Karar Tarihi: 25.09.2002


ÖZET: Sözleşme hükümlerine göre hesabın katı tarihindeki borç miktarına temerrüt tarihine kadar akdi faiz uygulandıktan sonra bulunan akdi faiz kapitalize edilerek bu miktara takip tarihine kadar temerrüt faizi uygulanıp takip tarihi itibariyle borçlunun sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi yönünden banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmalıdır. Ayrıca davalı-kefilin sorumluluğu saptanmalıdır.

(2004 S. K. m. 67)

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Dava, banka kredi sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali talebinden ibarettir.

Davalı, sözleşmeyi garanti eden sıfatıyla imzalamış ve dava dilekçesinde B.K.nun 110. maddesi uyarınca garanti sözleşmesi hükümlerine dayanılmış ise de, davacı banka temerrüt ihtarnamesinde davalıyı müteselsil kefil olarak kabul etmiştir. Bu yöndeki kabulü kendisini bağlayacağından uyuşmazlığın kefalet hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.

Kefaletin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmasına ve kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın sözleşmede yer almasına ya da 12.04.1944 tarih, 14-13 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kefalet senedinden böyle belirli bir miktarın anlaşılmasının mümkün olması koşuluna bağlıdır.

Kefilin sorumluluğu ise, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sınırlıdır. Bu sorumluluğun belirlenebilmesi için her şeyden önce borçlunun sorumlu olduğu borç miktarı ile kefilin temerrüde düşürülüp düşürülmediğinin saptanması gerekmektedir.


Bu durumda mahkemece, sözleşme hükümlerine göre hesabın kat'ı tarihindeki borç miktarına temerrüt tarihine kadar akdi faiz uygulandıktan sonra bulunan akdi faiz kapitalize edilerek bu miktara takip tarihine kadar temerrüt faizi uygulanıp takip tarihi itibariyle borçlunun sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi yönünden banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve davalının 12.2.2001 tarihinde temerrüde düştüğü de gözetilerek yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde davalı-kefilin sorumluluğu saptandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken bu konularda hiçbir araştırma ve inceleme yapılmaksızın davacı bankanın gönderdiği hesap ekstresi esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.09.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.