Mesajı Okuyun
Old 20-09-2011, 13:13   #8
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.kadirpolat
Öncelikli olarak ilginize teşekkür ederim.

Detaylandırmak istemememin sebepleri var ancak olayı daha anlaşılır kılmam gerekir ise;

Bir boşanma davasında, müvekkilim dava açmış ve dava devamında benim davaya vekil olarak dahil olmamı istedi. Davaya vekil olarak dahil olduktan sonra dinlettiğimiz şahitler, ayrılığa sebep olaylardan sonra, davacının davalıya aracı (minnetci) göndererek barışmak istediğini ancak davalının kendisine ev alması şartı ile barışacağını söylediğini, söylediler.

Şimdi burada iki farklı durum oluştur;

1.durum : Aracı gönderilmiş ise, yaşanan olaylardan dolayı dava açılması söz konusu olamaz. Zira barışma girişimi affetmek anlamına geliyor.

2.durum : Yukarıdaki durum karşısında ben de davanın dayanağı olarak yaşanan olayları değil, kadının eve dönmek için kendisine ev alınması şartını koşmasını, boşanma sebebi olarak sunmak istiyorum. Zira başka çıkış yolu yok.

Durum bundan ibaret.

Şimdi, şartlı barışma talebinin boşanma sebebi olduğu hususunu destekleyici yargıtay kararları bekliyorum.

Sayın Meslektaşım,

Boşanma davasının açılmasından sonra, boşanma sebebi olarak ileri sürülen vakıalara ilişkin olarak bir barışmak isteği olduğunun hukuken ve usule riayeten ortaya konulması halinde bu af manasına gelir. Af ile dava hakkı düşer. Affın, tarafların davranışlarından dahi zımnen hakimce çıkarılması olanaklı iken, açık bir barışma teklifinin bu yönlü değerlendirilebileceği aşikardır.

Kadının, barışmak için kendisine ev alınması koşulu, evlilik birliğini boşanma davasına kadar getiren olaylara esasından bağlı değilse, kanımca kusurluluk olarak telakki edilebilir. Somut olay özellikleri çok önemlidir yalnız... Sözgelimi, ikisi de eşit oranda evlilik birliğine gelir sağlayan iki eş varsa ve bu zamana kadar sahip olunan ilk ev, ilk araba ve sair malvarlığı hep erkeğin üzerine yapılmışsa, kadının bu yönlü bir talebi olay özelliklerine uygun görülebilir.

Evlilik birliğini değerlendirirken, bir konudaki ısrarın, anlaşmazlığın, karşılıklı sevgi-saygı, hoşgörü, empati ile nimet ve külfetlerin müşterekliği ilkesi ile ne derece bağdaştığına bakılmalıdır.

Yine, evlilik birliği ve aile manevi bir müessese olmakla, maddi gibi görünen olguların ve ihtilafların manevi temelleri bahsettiğim ölçülere uygunluk bağlamında hakimce cerh ve tetkik edilerek bir sonuca varılmalıdır.

Saygılarımla.