Sayın meslektaşlarım karşılaştığım bir davada siz değerli üstadların görüş ve fikirlerinize ihtiyaç duydum durumu sizinle paylaşmak istiyorum; Müvekkil firmanın meydana gelen bir iş kazasında bir işçisi vefat etti. Çalıntı ve ruhsatsız bir araçla emniyet şeridine giren şahıs emniyet şeridinde çalışan müvekkil firma çalışanlarının olduğu araca çarptı. Kaza sonucu emniyet şeridine giren aracın şöförü vefat etti. Müvekkil firma çalışanıda vefat etti. Buna dayanılarak açılan iş davasında müvekkil firma ve Karayolları müşterek ve müteselsil olarak %15 er oranında kusurlu bulundu.(Kaldı ki olay sırasında tutulan kaza tutanaklarında çarpan sürücü 8/8 kusurlu bulunmuştu ve müvekkil firmanın tüm emniyet önlemlerini eksiksiz olarak aldığı yazılmıştı. Buna rağmen bilirkişi kendi kendine kusur tayin ederek müvekkil firmayı ve Karayollarını %15 kusurlu çarpan şöförü % 70 kusurlu buldu). Mahkemenin kararı sonrası kararı tehir-i icra talepli olarak temyiz ettik. Ancak daha sonra Sgk nın rucüen alacak davası açtığını öğrendik. Davada Sgk ölen işçinin hak sahiplerine yaklaşık 50.000 liralık gelir bağlandığını ve kurumun bu nedenle zarara uğradığı gerekçesiyle söz konusu tutarı müşterek ve müteselsil olarak müvekkil firmadan, karayollarından ve çarpan aracın olayda aslen 8/8 kusurlu olan ve vefat eden sürücüsünden talep ediyor. Benim siz değerli meslektaşlarıma sormak istediğim husus şu;

Bu davayı temyize götürdüğümüzden ve açıkcası ciddi anlamda temyizden olumlu sonuç beklediğimizden son açılan Sgk nın rucü davasını karar kesinleşene kadar nasıl bekletiriz? veya bekletebilirmiyiz? bu konuda neler yapılabilir bunları öğrenmek. Şimdiden cevaplarınız için siz değerli üstadlara sevgi ve saygılarımı sunuyorum...