Mesajı Okuyun
Old 13-09-2011, 21:46   #5
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.adil
Bu konuyla ilgili yargıtay kararı olan meslektaşlarım yardımlarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. Teşekkürler.

Konu ile ilgili birkaç karar örneği ektedir. Saygılarımla.



T.C.
YARGITAY
11. CEZA DAİRESİ
E. 2008/2077
K. 2009/6969
T. 5.6.2009
DAVA : Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanık Işık Kayahan hakkında yapılan yargılama sonucunda, eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 158/1-i ve 204/1. maddeleri kapsamında kaldığı, buna ilişkin değerlendirmenin ağır ceza mahkemesince yapılması gerektiğinden bahisle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Malatya Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair, Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.11.2007 tarihli 2007/16 Esas, 2007/849 sayılı kararına yapılan itirazın kabulü ile görevsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin, Malatya 1. Ağır Ceza mahkemesinin 06.12.2007 tarihli ve 2007/735 müteferrik sayılı kararın tüm dosya kapsamına göre.

Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 12.01.2007 tarihli iddianamede, Malatya Emniyet Müdürlüğünün karşısında iş takipçiliği yapan sanığın, müştekiye ait aracın ruhsatına sahte mühür basmak ve imzalamak suretiyle fenni muayenesini yaptığı, bu eylemi karşılığında müştekiden para aldığı, ruhsat üzerine Karayolları 81. Şube Şefliğinde görevli olan Mehmet Yıldızhan'ın sicilini yazarak imzasını taklit ettiği şeklindeki iddialara yer verilmiş olması karşısında, sanığın eyleminin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağı yönündeki değerlendirmenin üst dereceli mahkeme olan ağır ceza mahkemesine ait olduğu dikkate alınmaksızın, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulü ile görevsizlik kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 30.01.2008 gün ve 2008/6058 sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C. Başsavcılığının 07.03.2008 gün ve KYB.2008/29718 sayılı ihbarnamesiyle daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla incelenip gereği görüşüldü:

KARAR : Malatya Emniyet Müdürlüğü karşısında iş takipçiliği yapan şüpheli Işık Kayahan'ın müştekiye ait aracın ruhsatına sahte mühür basmak ve imzalamak suretiyle fenni muayenesini yaptığı, bu eylemi karşılığında müştekiden para aldığı, ruhsat üzerine Karayolları 81. Şube Şefliğinde görevli olan Mehmet Yıldızhan'ın sicilini yazıp imzasını taklit ettiğine ilişkin iddialar karşısında; şüphelinin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 66 ve 67. maddeleri kapsamında "serbest meslek sahibi" olup olmadığı araştırılıp tespiti ile işlendiği iddia olunan dolandırıcılık eylemi sırasında kamu kurumu olan Trafik Tescil Şube Müdürlüğünün maddi varlığı olan araç ruhsatının kullanılması nedeniyle eylemin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu dikkate alınmaksızın itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesi nedeniyle yasa yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarname içeriği yerinde bulunduğundan,

SONUÇ : Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemenin 27.11.2007 tarihli 2007/16 esas, 2007/849 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 6.12.2007 tarihli 2007/735 Değişik iş sayılı kararının CMK.nun 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, gereğinin mahallinde takdir ve ifasına dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 05.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
E. 2002/23514
K. 2003/5667

DAVA : Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü :

KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

1-Yargılama ve olayın kanıtlanmasına ilişkin gerekçe; Sanığa yükletilen sahte mühür kullanma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı,bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği , özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;

Hukuksal Tanı: Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Yasada öngörülen suç tipine uyduğu,

Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.

Ancak; 4806 sayılı Yasa ile değişik TCY.nın 30/2. maddesinin gözetilmesi zorunluluğu,

Bozmayı gerektirmiş ve sanık Cemal Akgül müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası, tebliğnameye uygun olarak, sonuç ağır para cezasının 166.092.000 lirayı indirilmesi biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Yasaya uygun bulunan hüküm, bu bağlamda ONANMASINA,

2-Sanığın öbür eylemine gelince;

Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-Sanığın motorlu araç trafik ve tescil belgelerinde sahte fenni muayene işlemlerini yapma eylemleri TCY.nın 350, 80. maddelerine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

2-Sanık müdafiinin 27.12.2001 tarihli, son oturumda tekrarladığı ve 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin uygulanması isteğini içeren dilekçesi hakkında bir karar verilmemesi,

SONUÇ : Yasaya aykırı ve sanık Cemal Akgül müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 3.6.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
11.Ceza Dairesi

Esas: 2009/12098
Karar: 2010/549
Karar Tarihi: 05.02.2010

ÖZET: Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş bulunulması karşısında, kurulan hükmün henüz sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmadığı, sanık tarafından denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde mahkemece geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verileceği ve söz konusu hükmün açıklanmasından sonra olağan kanun yollarına tabi olacağı, bu aşamada açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümdeki hukuki yanlışlıkların kanun yararına bozma istemine konu yapılamayacağı ancak, ileride açıklanacak hükmün olağan kanun yoluna tabi bulunması nedeniyle, bu yolla denetlenmesi mümkün olduğundan kanun yararına bozma isteminin reddi gerekir.

(5237 S. K. m. 54, 62, 204) (5271 S. K. m. 231, 309)

Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık L.'nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204/1, 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, emanetin 2007/39 sırasında kayıtlı bir adet K 575557 seri numaralı motorlu araç trafik belgesinin aynı Kanun'un 54. maddesi uyarınca müsaderesine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Yenice Asliye Ceza Mahkemesi'nin 02.07.2008 tarihli ve 2008/6 esas, 2008/109 sayılı kararın tüm dosya kapsamına göre:

67 ... ... plakalı araç için oluşturulan ve İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'nün 03.09.2007 tarihli ve 2007/3348 sayılı raporu ile sahteliği tespit edilen araç muayene belgesinin sahte olduğunun anlaşılması karşısında, söz konusu sahte belgenin dosya arasında delil olarak saklanması yerine, müsaderesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 02.04.2009 gün ve 2009/3600 - 19489 sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığı'nın 14.05.2009 gün ve KYB.2009/100915 sayılı ihbarnamesiyle Daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla incelenip, gereği görüşüldü:

Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş bulunulması karşısında, kurulan hükmün henüz sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmadığı, sanık tarafından denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde mahkemece geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verileceği ve söz konusu hükmün açıklanmasından sonra olağan kanun yollarına tabi olacağı, bu aşamada açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümdeki hukuki yanlışlıkların kanun yararına bozma istemine konu yapılamayacağı ancak, ileride açıklanacak hükmün olağan kanun yoluna tabi bulunması nedeniyle, bu yolla denetlenmesi mümkün olduğu cihetle, CMK'nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na iadesine, 05.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
[/font]



T.C.
YARGITAY
11.Ceza Dairesi

Esas: 2006/2631
Karar: 2008/992
Karar Tarihi: 21.02.2008

ÖZET: Suça konu ruhsatta yapılan bilirkişi incelemesinde, araç muayene bölümündeki tarih üzerinde birden fazla mükerrer geçme olduğundan, görevliler nezdinde iğfal kabiliyetinin bulunmadığının belirtilmesi karşısında, sahtecilik suçlarında aldatıcılık yeteneğinin tespiti hakime ait olduğu halde, suça konu ruhsatnamede bu konuda gözlemde bulunulmadan ve denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulmadan karar verilmesi, kanuna aykırıdır.

(5275 S. K. m. 122) (647 S. K. m. 5)

Dava: Motorlu araç trafik belgesinde sahtecilik suçundan sanık B. Bozkurt'un yapılan yargılaması sonunda, mahkumiyetine dair İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 04.07.2005 gün ve 2003/903 Esas, 2005/552 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının bozma isteyen 03.04.2006 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle, incelenerek gereği görüşüldü:

Karar: 1- Sanığın yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca beraatına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kabule göre:

2- Suça konu ruhsatta yapılan bilirkişi incelemesinde, araç muayene bölümündeki tarih üzerinde birden fazla mükerrer geçme olduğundan, görevliler nezdinde iğfal kabiliyetinin bulunmadığının belirtilmesi karşısında, sahtecilik suçlarında aldatıcılık yeteneğinin tespiti hakime ait olduğu halde, suça konu ruhsatnamede bu konuda gözlemde bulunulmadan ve denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulmadan karar verilmesi,

3- Para cezasının ödenmemesi halinde gecikme zammı uygulanacağına dair 5275 sayılı Yasada bir hüküm bulunmadığı gözetilmeden anılan Yasanın 122. maddesiyle, yürürlükten kaldırılan 647 sayılı Yasanın 5/6. maddesi uyarınca gecikme zammına hükmolunması,

Sonuç: Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 21.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.