Mesajı Okuyun
Old 25-08-2011, 14:54   #30
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım,

İşin hukuki yönüne ilişkin olarak bu kadar kelam ettikten sonra, ceza hukuku açısından da kısaca olayı değerlendirmek istiyorum.

Kanımca, burada mağdur somut bir fiil isnadı yoluyla hakarete maruz kalmamıştır.

Ancak, suçun oluşumu açısından bu zorunlu da değildir. Zira, seçimlik hareketlerden biri de olgu isnadıdır. Burada bir fiil değil, bir olgu, bir nitelik isnadı söz konusudur.

Failin bu fiili, alçaltma, toplum nezdinde küçük düşürme kasdıyla yapmış olduğunun tesbiti ise m.125'in maddi-manevi unsurları açısından kafi görülecektir.

Saygılarımla.

Alıntı:
TCK. 125. madde gerekçesinden:

Keza, kişiye herhangi bir olayla irtibatlandırmadan, soyut olarak yakıştırmalarda bulunulması hâlinde de, hakaret suçu oluşur. Kötü bir niteliği veya huyu ifade eden sözler, somut bir fiil veya olguyla irtibatlandırılmadıkları hâlde, yine de hakaret suçunu oluştururlar. Örneğin, bir kimseye “serseri”, “alçak”, “hayvan” denmesi hâlinde, somut fiil isnadı söz konusu değildir. Aynı şekilde kişiye soyut olarak “hırsız”, “rüşvetçi”, “sahtekâr”, “fahişe” gibi yakıştırmalarda bulunulması hâlinde de hakaret suçu oluşmaktadır. Kişinin bedenî arızasını ifade etmekle veya kişiye bir hastalık izafe etmekle de hakaret suçu işlenmiş olur. Örneğin, kişiye “kör”, “şaşı”, “topal”, “kambur”, “kel” vs. demekle; kişiye “psikopat”, “frengili” veya “AİDS’li” demekle, hakaret suçu işlenmiş olur.
Dikkat edilmelidir ki; davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amacına yönelik olarak belli bir siyasî kanaatin isnat edilmesi hâlinde de hakaret suçu oluşur. Örneğin, bir kişiye “faşist”, “komünist” veya “mürteci” demekle, hakaret suçu işlenmiş olur. Bir kişiye izafeten söylenen sözün veya bulunulan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, toplumda hâkim olan telâkkileri, örf ve âdetleri göz önünde bulundurmak gerekir.